☝📖İbrahimi ﷺ Muhammedi ﷺ Hanif İslam📖☝﷽𐰃𐰠𐰯☝📖المحمدية☝Muhammediyye📖☝𐰃𐰠𐰯༺الله أكبر ༻

☝المحمدية☝الاامام سيد محمد هاشمي الموسوي 📖 علي الكتاب و السنة☝

☝https://www.muhammediyye.org/
📖-المحمية علي الكتاب و السنة الصحيحة-📖

Teoriye göre;İlluminati yani uzaylı ve insan melezi ırklar,yarı vampir,yılan,ejderha vs melez soylardan oluşan topluluk,masonik, illuminatik firavun ve nemrud soylarının hipnoz,büyü,zihin kontrolü,algı yönetimi ile bireyler ve toplumları yönetmesi,hizbüşşeytan illumiatinin küresel illuminatik sistemi; siyaset,medya,sivil toplum,terör örgütleri,mafya,enerji,silah,ilaç,gıda tekeli alanlarda illuminati varlığı

Destek olmak isteyen kardeşlerimiz iletişim formundan bize yazınız Allah razı olsun.

  • tab1
  • tab2
  • tab3
  • tab4
  • tab5
  • tab6
  • ☝📖 المحمية 📖☝

S.Muhammed Kayaalp (el-Haşimi) Ks

الاامام سيد محمد هاشمي الموسوي

Arapça Dersleri-İslami Sohbetler-Tevhid-Tefsir-Hadis-Fıkıh-Fetvalar-İrşadlar

Online Arapça Dersleri Video İzle,Arapça Sarf,Arapça Nahiv Video,Arapça Dilbilgisi Video,Online Arapça dilbilgisi Dersleri,islami ilimler,Kuran tefsiri video izle,islami dini sohbet izle,İslami sorular cevaplar,Muhammediyiz-Arapça Dersleri Temel İslami İlimler-Arapça Dersleri,Online Arapça Dersleri Video,İslami ilimler Video Dersleri,

Ezher Üniversitesinin Tarihi Boyunca Yetiştirdiği En Büyük Âlimler Ve Eserleri SORU: Ezher üniversitesinin yönetimini çok sayıda değerli ilim adamlarımız üstlenmişlerdir. Bunlardan bazılarının hayatlarını ve eser­lerini tanıtır mısınız?

Sorularla islamiyet-10->CEVAP: Ezher Üniversitesi'nin tarihi çok uzun ve geniştir. Bu ko­nuda araştırma yapan bir kimse araştırmak için birden çok araştırma yönü ve konusu bulabilir.


Konunun dini, fikri, siyasi, sosyal ve edebi olmak üzere pek çok yönü vardır.


Ezher kurulalı bin yıl geçmiştir. Bu Hz. Allah'ın bu büyük İslâmî araştırma kurumuna sonsuza kadar ayakta kalması için gereken faktör­lerden pek çoğunu verdiğini göstermektedir. Ki Ezher kendisini kuşatan zorluklara ve engellere rağmen bu kadar uzun süre ayakta kalabilmiştir.


Ezher ile ilgili bu yazıp söylediklerimiz tüm Ezherlileri kapsama­yacaktır. Ancak Ezher'in on asır boyunca kat ettiği yolu anlatacak ve Ezher'in kapılarını ilme açışından 19. asrın sonlarına 20. asrın başları­na kadar olan dönem içerisinden bazı âlimler ele alınacaktır.


20. yüzyılda yetişen âlimlere gelince bunların sayısı bir hayli çok olduğu gibi, fikir üretimi olan eserleri de pek çoktur. Bunların ayrıca tek başına ele alınması söz konusudur. Bu satırların yazarı olarak ben ve başkaları Ezher Üniversitesi'nden gelip geçmiş âlimlerin kitaplarını saymaya güç yetiremeyiz. Yapılacak şey önceden veya sonradan ge­lenlerin Ezher'i tanıtan eserleri incelemek suretiyle bu derya hakkında­ki dalgalardan seçim yapmaktır. Seçilen örnekler Ezher'in fikir üretimi ve eser vermedeki detaylı kültür yapısını ortaya koymada bir gösterge olacaktır.


İbn Tağriberdi Nücûm'uz-Zahira Fi Mülük-i Mısra ve'l-Kahira isimli kitabında asırlardan beri Ezher'in ileri gelenleri arasında yer alan bir grup âlimi tanıtmıştır.


Abd'ur-Rahman Ceberti de Tarihinde iki yüzyıl içerisinde yetişen bir grup Ezherliyi tanıtmıştır.


Çağdaş araştırmacılar eskiden ve yeni olarak Ezher'de yetişen âlimleri tanıtmışlardır. Bu çalışmaları ve eserleri yapanlar şunlardır:


Prof. Muhammed ve Abdullah Anan, Târih'ul-Cami'ul-Ezher


Dr. Abd'ul Hamid Yunus, Câmi'ul-Ezher,


Dr. Kamil Fakı, Ezher ve Esrahüfi'n-Nehdit'il-Edebiyet'il-Hadise,


Dr. Muhammed Abulmun'im Hafaci, Ezher fi Elf-i-Am, Vakıflar Bakanlığı, Tarih'ul Islah Fi'l-Ezher,


Dr. Ahmed Şerbâsî, Fi Alem'il Mekfûtin. Bu eserde tanıtılanlar arasında Ezher'in ileri gelen âlimleri de vardır.


Prof. Hayreddin Zirikli, A'lâm. Bu eserde Ezherlilerden pek çoğu­nun tercüme-i hali ile ilgili bilgiler bulunmaktadır.


Ezherli bu meşhur âlimler, ya Ezher'de okuyarak yetişmiş veya Ezher'de ders vermişler, veya yetişmelerinde doğrudan yahut dolaylı olarak Ezher'in etkisi olmuştur. Bir kısmının da Ezher'in yürüdüğü yol üzerinde doğrudan veya dolaylı etkisi olmuştur.


Bu çalışmada Ezherli âlimlerin hayatı ve yaşadığı olaylar hakkın­da bilgi vererek sözü uztamanın bir faydası olmayacaktır. Onlar bilinen kişilerdir. Az önce bildirdiğimiz kaynaklardan veya başkalarından ko­laylıkla bu zatlar hakkında bilgi alınabililir.


Biz biraz da hakkında söz ettiğimiz âlimlerin eserlerini tanıtaca­ğız. Bu suretle ilim, düşünce ve kültür alanında bu zatların yönünü bil­diren tarihi bir birikim meydana gelmiş olacaktır.


Burada bir kaç noktada düşüncelerimizi belirtmek yerinde ola­caktır:


1. Bu çalışmada adını vereceğimiz kitaplardan kimisi basılmıştır. Fakat piyasada ya az sayıda vardır veya çok nadir bulunur. Bazıları da kaybolmuş, akıbetinin ne olduğu belli değildir. Pek çoğu da yazma nüshalardır ki karanlıktan ışığa çıkarıp insanlara sunacak çalışkan ve güvenilir elleri beklemektedirler. Pek çoğunu ise günümüz kuşağı, hat­ta çağdaş Ezherliler bile tanıtmamıştır.


2.  Bu eserlerin çoğu ya dinî veya dil ile ilgili konulan ele almış­tır. Bazılarının konusu ise insanların sandığı gibi Ezher Üniversitesi ile ilişkisi olmayan tıp, geometri, metametik, cebir ve astronomidir.


3. Bu kitapların bir çoğu ya Ezher'de ders kitabı olarak okutulmuş kitplar veya bunların şerhleridir. Geçmişte bu bilim dalları Ezher'de okutulduğuna göre bu dallarda kitapların yazılması doğaldır.


4. Bu kitapların bir grubu Ezherlilerce bilindiği üzere Ezher'e mahsus bir yol izlenerek yazılmıştır. Bu izlenen yol yakın bir zamana kadar bilinmekte idi.


Bunu dikkatli bir söyleyişle ifade edersek kitapların meydana gel­mesinde takip olunan sırayı şöyle sıralayabiliriz: Metin, şerh, haşiye, ta'lik ve takrir.


1966 yılında Kültür ve Medeniyetin Yayılmasında Caminin Rolü isimli kitabımda ifade ettiğim gibi Ezher de okutulan bir ders -o der­sin kitabı aracılığı ile- en aşağıdan, küçüklerden başlayarak büyüklere doğru aşamalar halinde geçiş yapar. Bazen de büyüklerden küçüğe doğru geçiş yaptığı olur.


Bazen Ezher'de okutulan bir ders çok kısa şekilde Özetlenmiş yo­ğun ifadeli bir metin olur. Daha sonra bir şahıs gelerek metni ayırıp onun tefsirini yaparak anlamlarını açıklar. Buna şerh adı verilir.


Daha sonra üçüncü bir şahıs gelerek bir önceki yapılan şerhi daha fazla açıklamıştır. Buna da Haşiye denmiştir.


Dördüncü bir şahıs gelip haşiyedeki bilgileri incelemiş, kimi yer­lerine uymuş, kimi yerlerin kaynaklarına inerek açıklamalar yapmıştır. Buna da Takrir denmiştir.


Bir şahıs da aynı eser üzerinde kendisinden önce yapılan çalışma­lara bakmış bir takım eklemelerde bulunmuştur. Buna da Ta'lik den­mektedir.


Zincirleme halinde eserin meydana gelişine bakarsak, zincirin ilk halkasını hacmi en az olan Metin teşkil etmektedir. Daha sonra "Meti­nin şerhi" geliyor. Daha sonra şerhin de şerhi geliyor ki bu Haşiye* dir. Bundan sonra da üçüncü bir şerhle yeni bir eser ortaya çıkıyor ki bu Takrir'dir. En sonunda önceki şerhe yapılan dördüncü bir şerh ile Ta'lik meydana geliyor.


Bazen de çok geniş bir kitabı bir zat ötezler. Daha sonra gelen bi­risi bu özeti Özetler. Aynı özeti üçüncü ve dördüncü kere özetleyenler de olur. Böylece kocaman bir kitap peşpeşe yapılan özetlemeleden


sonra metin haline dönüşür.


5. Bu eserlerin isimlerinde kafiyeli (uyaklı) ifadelerin yaygın ol­duğunu görmekteyiz. Bu tür isimlendirmeler son devirlerde ortaya çık­mıştır. Yüzlerce kitabın kafiyeli olduğunu görmek mümkündür. Örnek olmak üzere bunlardan bir kaçının adını buraya alıyoruz:


Deâim'ul İslâm Fi'l-HelâV i ve'l-Haram El-Burhânfi Tefsir'il-Kur'an El-Muhtâr fi Zikr'il-Hıtat-i ve'l-Asâr Menhec'üs-Sülük ilâ Nasihat'il-Müluk Dekâ'ul-Ahbâr Ve Hadâk'ul-Ttibâr El-Iyzah ve't-Tebsir fi Fadl-i Yevm'il-Gadir El-Bahr'ul-Mevrudfi'l Mevâsik-i ve'l-Uhûd


6. Burada sözünü ettiğimiz Ezher'in ileri gelen âlimlerinin hepsi Mısırlı değildir. Her biri çeşitli ülkelerdendir. Kimisi başka Arab ülke­lerinden olduğu gibi kimisi de İslâm dünyasının çeşitli yerlerindendir. Bu doğal bir şeydir. Çünkü Ezher, bir Mısır Üniversitesi veya bir Arab Üniversitesi değildir. Ezher dünyanın dört bir yanındaki tüm müslü-manlara hizmet veren bir üniversitedir.


Şimdi bu çalışmamızda örnek kabilinden kendilerini tanıtacağı­mız âlimlere sıra gelmiş bulunuyor.


1. Ezher'in meşhurlanndan önümüze ilk çıkan pek çok eserin sahibi Ebu Hanife en-Nu'man b. Ebi Abdullah b. Muhammed el-Kayra-vani'dir. Fâtımiler'den el-Muiz li Dinillah'ın kadısı olan Kayravani, Fatmilerde yaygın olan Şii mezhebinin devetçilerinin ileri gelenlerin-dendir. Hicri 363'te vefat etmiştir.


El-İktisar fi Fıkh-ı Al-i Beyt isimli kitabı Ezher'de ilk okutulan ders kitabıdır. Kayravani'nin başka kitapları da vardır. Bunların isimle­rini aşağıya alıyoruz:


1. Muhtasar' ul-Asarfî-mâ Eimmef il-Athâr,


2. Deâimü fil-Mezheb 'il-İsmaili


3. Deâim'ul-Islâm fi'l-Helâl-i ve'l-Haram,


4. El-Yenbu,


5. El-Mecalisu ve'l-Mesârât


6. Ihtilâf-u Usul'il-Mezâhib 1. EUAhbâr


Bu eserlerin çoğunlukla içerdiği konu ve meseleler fıkıh ve itikad meseleleridir. Bu eserler İsmaili-Şii mezhebine mensup bir âlimin ka­leme aldığı eserlerdir.


Bu dönemde Mısır'da yaygın olan Fatimiliğe bu zât sözleri ile da­vette bulunduğu gibi yazdığı kitapları ile de davetini yapmıştır.


2. Ebu'l-Ferec Yakub b. Yusuf b. İbrahim b. Harun b. Kils.


Bu zat Bağdat'ta dünyaya gelmiş hicri 334'de Mısır'a göçmüştür. Yahudi asıllı olan bu zât 356 hicri yılının Şaban ayında müslüman ol­muştur. Daha sonra Mağrib'e giden Ebu'l-Ferec orada Fatımi yönetici­lerinden Muiz Lidinillah ile tanışıp ondan itibar gördü. Hatta Muizrin Mısır üzerine yaptığı seferde askere rehberlik etti. 362 h. yılında Muiz ile birlikte Mısır'a gelen Ebu'l-Ferec Ezher'de ders okutmuştur. Çok güzel konuşan bu zat derslerini de aynı güzellikte anlatmıştır. Varlıklı ve cömert bir insan idi. Muiz'in vezirleri arasında yer alan Ebu'l-Fe-rec'e Muiz "en yüsek mertbede vezir" lakabını vermiştir. Ebu'l-Ferec 380 yılında vefat etmiştir.


Bu zatın kitaplarından bazıları şunlardır:


1. Er-Risalet'ul-Veziriyye fi'l-Fıkh 'ış-Şii


2. Kitabun fi'l-Kıraat


3. Kitabun fi Adab-i Rasûlullah


4. Kitabun fi'l iIm'il-Ebdan-i ve's-Sıhha


Görüldüğü üzere ilk kitabın adı da bu eserin İsmaililiğe davet için kaleme alındığını göstermektedir. Eserlerinde dini yön ağır basmakta ise de onlar arasında tıb ile ilgili olanlar da vardır. Bu Ezherli âlimle­rin sadece dini bilimlerle meşgul olmayıp bilimle de ilgilendiklerini göstermektedir.


3. Ilım ve eserleri ile Ezher'in tarihinde parlayanlardan biri de Ebu'l-Hasen Ali İbrahim b. Said el-Havfi'dir. Arabça ile ilgili ilimlerde ve gramerde allame olan Havfi h. 430'da vefat etmiştir. Eserlerinden bazıları şunlardır:


1. El-Burhan fi Tefsiri'l-Kur'an


2. El-Muvaddah fi'n-Nahvi


3. Vrab'ul-Kur'an


4. Muhtasar'u Kitab'il-Ayn bi'l-Halil


Bu kitaplardan bazıları Kur'an'ın tefsirine önem vermektedir. Çünkü İslâm âlimleri için Allah'ın kitabını anlamak en başta gelen me­seledir. Diğer kitaplar ise dil ve dilin grameri ile ilgilidir. Ezher eski yüzyıllardan beri dile ve gramere önem vermekle meşhurdur. Olabilir ki Havfi dil konusundaki eserleri ile Ezher içerisinde dile verilen öne­mi göstermektedir.


Şia mezhebine daveti öngören kitaplarda da Kur'an'a ve Arabça ilimlerine önem verildiğini görmekteyiz.


4. Ebu Abdillah Muhammed b. Selame b. Ca'fer el-Kuzai. Bu zat Mısır'da doğmuş olup Tefsir, Fıkıh ve Hadis dallarında yetişmiştir.


Fatimi yöneticilerden Halife Mustansır Billah döneminde kadılık görevine getirilen Kuzai, halife tarafından hicri 447 yılında Kostanti-niyye (İstanbul) kayseri Teodor'a Mısır'la sulh yapması için elçi olarak gönderilmiştir.


Kuzai Ezher'den etkilenmiş, Ezher'i de etkilemiş bir ilim adamı­dır. Mısır'da hicri 454 yılında vefat etmiştir,


Kuzai'nin büyük çapta eserleri vardır. Bu eserler şunlardır:


1. Tefsir'ul-Kur'an, (20 cilt)


2. Tevarih'ul-Hulefa,


3. Hutat-ı Mısır,


4. Dürret'ul-Vaizin ve Zühr'ul-Abidin


5. Nüzhet'ul-Elbâb


6. Dekaik'ul-Ahbar ve Hadâik'ul-ftibar,


7. Düstur'un Mealimi'il-Hakim,


8. Elfün ve Mieta Kelimetin min Hadis-i Rasûlullah (s.a)


9. Eş-Şıhab fi'l-Mevaiz,


10. Müsned'üs-Sahab,


11. Ebna'ul-Enbiya,


12. Menakıb'ul-İmam eş-Şâfii


13.  Uyun'ul-Mearif ve Fünün-u Ahbav'il-Halaif,


14. El-Muhtarfi Zikr'il-Hutat ve'l-Âsâr.


Görüldüğü üzere bu eserlerin eğilimi tarih ve nasihat üzerinedir. Ancak Düstür-u Mealim 'il-Hikem isimli eserin adı bize Ezher âlimle­rinin siyaset, hikmet ve toplumu ilgilendiren eserleri olduklarını gös­termektedir. Bu Kuzai gibi bir âlimin şahsi katkısıdır. Kuzai'nin ben­zerleri Ezher'in tarihi boyunca bu tür konuları geniş bir şekilde ele al­mışlardır.


5. Ebu'l-Hasan Tahir b. Ahmed el-Mısri. Bu zat İbn Bâbşad laka­bı ile meşhur olup zamanında dil ve gramerde imam derecesinde idi. Bu zat mücevher ticareti ile uğraşıyordu. Aynı zamanda Mısır'da Divan'ul-înşa tarafından çıkarılan kitapların düzeltmesini yapardı. Ömrü­nün sonlarında kendisini zühd ü takvaya vermiştir. H. 465 yılında ve­fat etmiştir.


Kitaplarından bazıları şunlardır:


1. El-Mukaddimetu fi'n-Nâhv. Bu kitaba Mukaddimet'ul-Muhsi-niyye fi Fenni'l-Arabiyye de denmektedir.


2. Şerh'ul-Cemel bi'z-Zücâci


3. Şerhu'l-Usûl li-îbn'is-Serrah


4. Şerh'un-bluhbe,


5. Talikun fi'n-Nahvi, (15 cilt)


6. El-Muhteseb fi'n-Nahvi


Açıkça görülüyor ki İbn Babşad'm kitaplarında başlıca konu dil-graemer üzerinedir. Bu bir çeşit, Havfi ve benzerlerinin yolundan gide­rek ortaya konulan çalışmadır. Bu eserlere, Ezher'de ders kitabı olarak okutulan eserler de diyebiliriz.


6. Ebû'n-Nasr el-Müeyyed fi'd-Din Hibetullah b. Musa eş-Şirazî.


Şirazi'nin lakabı kapılar kapıcısı ve davetçiler davetçisidir. Asıl memleketi Şiraz'dır. Oradan Ehraz'a, daha sonra da Mısır'a göçmüştür. Şirazi de Fatimiliğe davette bulunanlardandır. Ezher'de ders veren ve şair olan Şirazi aynı zamanda münazara (tartışma) yapmıştır.


Şirazi hicri 470 yılında 80 yaşında iken Mısır'da vefat etmiş, arka­sında yazdığı pek çok kitab bırakmıştır. Bunlardan bazılannın adlan şöyledir:


1. El-Mecalis'ül-Müeyyediyye,


2. Es-Siyer'ul-Müeyyediyye,


3. Divan'ul-Müeyyed fi'd-Din,


4. Esâs'üî-Tevil (Farsça)


5. Müraselat Maa Ebi'l-Alâ el-Maarri,


6. Te'vil'ul-Ervah,


7. El-Murşid ila Edeb'il-İsmaüiyye


8. Kitab'ul-İbtida ve'l-İntiha,


9. Kitab'ul-Mes'eleti ve'l-Cevab,


10. El-Mesâil'us-Seb'ün


11. Nehc'ul'Hidayeti li'l-Mühtedin


12. Nehc'ul-İbad ve Şerh'ul-Mead


13. El-İydah ve't-Tebsir fi Fadli Yevm'il-Ğadir


Verdiğimiz bu listedeki Şirazi'nin kitaplarında onun Fatimi-Şii mezhebine meylettiği açıkça görülmektedir. O dönemde müslümanlar Ezher'de İslâm fıkhının daha geniş ve kapsamlı olarak ele alınmasını arzu ediyorlardı. Yapılan çalışmaların sadece bir mezhebi esas alma­masını ve tek yönlü olmamasını arzu ediyorlardı.


7. Çok geçmeden Ezher tarihinde gözlerimiz bir büyük ilim ada­mının saçtığı ışıkla aydınlanıyor. Bu zat hem Ezher'den etkilenmiş, hem de Ezher'i etkilemiştir. Bu zat, Allame Şeyh'ul-İslâm İzzu'd-Din Ebu Muhammed Abd'ul-Aziz b. Abd'us-Selam b. Ebi'l-Kasım b. Hasan b. Muhammed b. Miihezzeb Es-Sülemi ed-Dımeşki'dir. İzz b. Abd'us-Selam veya İzz'ud-Din b. Abdüs-Selam adı ile şöhret bulmuştur. Ken­disi "Sultan'ul-Ulema" lakabı ile tanınmıştır.


Hicri 587 yılında Şam'da doğan İzz'ud-Din Abd'us-Selam fıkıh il­minde parlayıp fetva verdiği gibi kitap da yazmış, fıkıhta ictihad mer­tebesine ulaşmıştır. Talebeler Abd'us-Selam'dan ilim öğrenmiş, yüzler­ce imam mertebesinde âlim yetiştirmiştir.


Eski Mısır'da bir süre kadılık yapan Abd'us-Selam çeşitli yerlerde ders okutmuştur. Hicri 660 yılında Kahire'de vefat etmiş ve arkasında pek çok kitap bırakmıştır. Bunlardan bazılarının isimleri aşağıdadır:


1. El-Ilmamfi Edillet'il-Ahkam,


2. Et-Tefsir'ul-Kebir


3. Kavaid'uş-Şeria


4. Tergib-u Ehli'l-İslâm fi Sühna'ş-Şam


5. Bidayet'üs-Seûl fi Tafdil'ir-Rasûl


6. El-Fark-u Beyn'el-İman ve'l-İslâm,


7. Kavaid'ul-Ahkâm fi Islah'il-Enam,


8. Risalet'ün fi't-Tasavvuf,


9. El-İşaratu ilâ'l-Iycaz Fi Ba'dı Enva'ıl-Mecaz


10. El-Gayetufi ihtisar'in-Nihay<e


11. El-Fevaidfi Şekl'il-Kur'an


12. Hal lur-Rumûz (Tasavvuf)


13. Mesâil'ut-Tarika (Tasavvuf)


14. Şecret'ul Meârif ve'l-Ahval ve Salih'ul-A'mal-i ve'l-Akval


15. Mekasıd'us-Salat


16. Menasik'ul-Hac


Görüldüğü üzere İzz b. Abd'us-Selam'm kitapları çeşitli konuları içermektedir. O tefsir, usul, fıkıh, tarih, sosyoloji ve tasavvuf dalların­da eserler vermiştir.


Ezher uleması arasında tasavvuf araştarmaları dikkati çekecek bir derecededir. İzz b. Abd'us-Selam'ın tasavvuf konusunda eser ver­mesi de bunu göstermektedir. Abd'us-Selam dışındakiler, İslâmî araş­tırmada bu ruhi konuyu daha da genişletmişlerdir. Nitekim ilerde bu­nun örneğini göreceğiz. İzz b. Abd'us-Selam'ın çeşitli konularda eser vermiş olması Ezher'in çeşitli ilim dallarında geniş çalışmalar yaptı­ğının delilidir.


8. Bir vakit sonra Ezher âlimlerinin ileri gelenleri arasında yer alan bir zatın ortaya çıktığını görüyoruz. Bu zat Ebu Zekeriyya b. Mu­hammed b. Mahmud el-Ensari'dir. Ebu Zekeriyya zamanının sultanını ziyarete gider ve nasihatta bulunurdu. 813 yılında doğan Ebu Zekeriyya Ezher'de okudu. Okuduğu dersler arasında dini dersler kadar, ge­ometri, cebir ve vakit hesaplaması gibi kültürel dersler de var idi.


Bir ara baş kadılık görevinde bulundu. Hicri 926 yılında vefat etti.


Ebu Zekeriyya da fıkıh, tefsir, hadis, dil, tasavvuf, edebiyat, man­tık, tıb, cebir, geometri ve astronomi dallarında kitap yazmıştır. Kitap­larından bazıları aşağıdadır.


1. Feth'ur--Rahman fi Tefsir'il-Kur'an


2. Tuhfet'ul-Bari Alâ Sahih'il-Buharî


3. Şeh'u Elfiyet'il-lraki fi Mustalah'il-Hadis


4. Feth'ul Vehhab Şerh'ui-Âdab,


5. Gayet'ul-Vusul fi'l-Usul,


6. Şerh-u Isağuci fi'l-Mantık


7. Mehec'ut-Tullab fi'l-Fıkh


8. Tuhfet-u Nüceba'il-Asr fi't-Tecvid,


9. Şerh-u Şüzür'iz-Zeheb fi'n-Nahv


10. El-lü"Îu'ün-Nazm fi Ruh'it-Teallümi ve't-Talim


Burada Celal'üd-Din Abd'ur-Rahman b. Ebi Bekir es-Suyuti'nin adına yer vermedim. Hicri 849'da doğup 911 yılında vefat eden Suyuti müfessir, hafız, tarihçi ve edebiyatçıdır. Suyuti'nin kitapları burada yer vermeyeceğimiz kadar çoktur.


Tefsir, hadis, fetva, tarih, dil, edebiyat, gramer, biyografi ve diğer dallarda Suyuti'nin yaklaşık 600 kadar kitabı vardır.


Bu muazzam ilim serveti sadece işaret ederek değil, geniş ve özel bir araştırma ile ortaya koymaya ihtiyaç göstermektedir.


9. Büyük mutasavvıf Abd'ul-Vehhab b. Ahmed b. Ali eş-Şa'rani Ezher âlimleri arasında yer almaktadır.


Şa'rani Mısır'da Kalkaşende şehrinde 868 hicri yılında Menufiy-ye'nin köyünde yetişmiş, Şa'ra köyüne nisbetle Şarani lakabı ile bilin­mektedir. Şarani Ezher'e girmiş orada uzun yıllar geçirmiştir. Hocası Ali eş-Şuni ve diğer hocaların elinde yetişen Şa'rani Ezher'in ileri gelenleri ile görüşüp irtibat kurmuştur. Bunlar arasında Suyuti, Ensari, Lekkani, Remli ve Semhudi vardır.


Şa'rani köyünü terkedip Kahire'ye geldiğinde Ezher'de okuduğu dersleri ve kitapları kendisi şöyle anlatıyor:


Mısır'a geldiğimde Nevevi'nin Minhac'ım, İbn Mâlik'in Elfiyesini, İbn Hişam'm Tevdıh'mi ezberledim. Daha sonra şu kitapları ezber­ledim: Cem'ul-Cevami, Iraki'nin Elfiye'si, Telhis'ul Miftah, Şatı-biyye, İbn Hişam'ın Kavaid'i, ve diğerleri. Bu kitapların hepsini adeta Kur'an gibi ezberledim. Her bir kitapta birbirine benzeyen yerleri ayırabiliyordum.


Daha sonra Kavda isimli kitabın muhtasarı olan Ravd isimli ki­tabı ezberlemeye önem verdim. Zira bu kitap Şafii mezhebinin en derli toplu kitabı idi. Bu kitabı en son bölümü olan "Gaib ki­şi hakkında mahkeme karan vermek" bölümüne kadar ezberle­dim. Züveyle kapısının dışında Halk kapısı denen yerde bir ta­savvuf erbabı ile karşılaştım. Benim durumum sanki ona malum olmuştu. Bana: "Gaib olan kişiye mahkeme karan vermek bölü­münde dur ve gaip olan hiçbir kimse hakkında hüküm verme!" dedi. Bu olaydan sonra kitabı yüz defa okuyup gözden geçirme­me rağmen hiçbir şey ezberleyemedim. Daha önce ezberlediğim metni şerh içerisinde okuyordum. Anlamakta durakladığım yer­lere ayrı ayrı bakıyordum. Şeyh Zekeriyya'nın şerhi devamlı gö­zümün önündeydi.


Daha sonra Şeyh Ahmed Behlül ile karşılaştım. Benim iç dünya­mı aydınlatacak şu sözleri söyledi: "Bugüne kadar öğrendiğin bilgiler sana yeter. Artık Allah ile meşgul olmaya yönelmelisin." Durumu hocalarıma anlatıp onlara danıştım. Onlar bana şöyle dediler: "Bugüne kadar ezberleyip öğrendiklerini şeyhlere açık­lamadan onların yoluna girme. Onlara bugüne kadar öğrendikle­rini anlatıp geniş bir şekilde bilgilendiğin zaman onların yoluna girebilirsin."


Şarani'nin bu sözlerini aktarmaktan maksadım onun eserlerindeki yönelişi açıklamak içindir.


973 hicri yılında vefat eden Şarani hocalarının tavsiyesine uydu. O güne kadar ezberlekdiklerini 50 kadar âlime okudu ve onlardan açık­lamalarını dinledi. Bundan sonradır ki tüm gayretini tasavvuf çalışma­larına ve bu konuda kitap yazmaya yöneltti.


Çoğunluğu tasavvuf, hikmet ve ruhi yönlendirme konularında ol­mak üzere yaklaşık 60 kadar kitap yazdı. Bunlardan bazılarının ismi aşağıdadır.


1. Lelâiful-Minen


2. Muhtasar'u Tezkiret'il-Kurîubi,


3. Meşarik'ul-Envar,


4. El-Yevakit ve'l-Cevâhir


5. Medarik'us-Salihin


6. Mineh'ul-Minne fi't-Telbis bi's-Sünne


7. Behcet'un-Nüfus


8. Tenbih'ul-Muğteribin,


9. El-Evcibet'ul-Mardiyye an Eimmet'il-Fukaha'is-Sufiyye


10. El-Bahr'ul-Mevrudfi'lMevsik ve'l-Uhud,


11. El-Envar'ul-Kudsiyye


Şaranî'nin bu kitapları kendisi ile Ezherli âlimler arasında şiddet­li münakaşalara sebep olmuştur.


Onun şeriat ve hakikat üzerine konuşmaları ve tasavvuf hususun­daki görüşleri "Şa'rani ve Ezher" başlığı altında müstakil bir yazı ko­nusu olmaya elverişlidir.


Burada dikkati çeken bir husus vardır. Şaranî'nin döneminde Ez­her âlimlerinden kimisi tasavvufu desteklemiş, kimisi karşı çıkmıştır. Bunlardan Şaranî'yi destekleyenler bulunduğu gibi, ona karşı çıkan, hücum eden, hatta iftira edenler de bulunmuştur.


10.  Ezher'de Meşihat makamı kurulduktan sonra bu makamı ilk işgal eden zat Şeyh Ebu Abdillah Muhammed b. Abdullah el-Huraşi el-Mâliki'dir. Bahira'da Ebu Huraş köyünden olan Huraşi 1010 hicri yı­lında Kahire'de doğmuştur. Ezher'de bir çok hocadan ders alan Huraşi faziletli, ehl-i takva bir fıkıh adamıdır. 1101 yılında Kahire'de vefat et­miştir. Kitaplarından bazısı aşağıdadır:


1. El-Feraid'usSeniyye Şerh'ul-Mukaddemet'is-Sunüsiyye


2. Eş-Şerh'ul-Kebir Alâ Metn-i Halil (Mâliki fıkhı)


3. Cüz ün fi'l-Kelâm Alâ'l-Besmele


4. Eş-Şerh'us-Sağır Alâ Metn-i Halil


Burada dikkati çeken şey Huraşi'nin kitaplarının Mâlikî fıkhı ağır­lıklı olmasıdır. Çünkü kendisi Mâlikî mezhebindendir. Diyebiliriz ki bu eserler Ezher âlimlerinin talebelerine okuttuğu kitaplar derecesindedir.


11. Daha sonra âlimlerden ve aynı zamanda şairlerden olan Şeyh Abdullah b. Muhammed b. Amir eş-Şebravi Ezher'in Meşihat makamı­na oturanlardan birisi olarak karşımıza çıkmakatadır.


Şebravi 1091 h. yılında doğmuş ve Ezher'de okumuş, şiir ve bi­limde ilerlemiştir. Yüksek mertebe sahibi olan Şebravi'nin kitapların­dan bazısı şunlardır:


1. Menaih'ul-Eltaf fi Medaih'il-Eşraf,


2. Unvan'ul-Beyan,


3. Şerh'us-Sadr fi Gazvet-i Bedr


4. Divan'us-Şür'iş-Şebravi


Şebravi'nin kitaplarında dikkatimizi çeken şey şiir yanının üstün olmasıdır. Ezher'in ileri gelenlerinden hatta Meşihat makamında bulu­nan bu zatın şiirle meşgul olması ilgi çekicidir. Oysa daha yakın bir za­mana kadar yaygın olan kanaat edebiyat ve şiirle meşgul olan Ezherli-nin ilmi ve fikri yönden kendisini yetiştirmemiş olduğu yolundadır.


Fakat görünen odur ki Şebarvi bu anlayışı, yaklaşık üç yüzyıl ön­ce yıkmıştır. Daha sonraları Ezher edebiyat ve şiirle geniş bir şekilde ilgilenmiştir. Böylece Ezher'de onlarca edebiyatçı ve şair yetişmiştir ki onları anlatmak yüzlerce sahifeye ihtiyaç göstermektedir.


12. Şaranî'nin vefat ettiği yıl olan hicri 1101 yılında Şemseddin Muhamrned b. Salim b. Ahmed el-Hafni (veya Hafnavi) dünyaya gel­miştir.


Hafnavi Mısır'ın doğusunda Hafne'de dünyaya gelmiş, Ezher'de okuyup Şafii mezhebi fıkıh âlimleri arasında yerini almıştır. Hafnavi aruz ilminde ileri dereceye ulaşmış, az da olsa şiir de söylemiştir. Aşa­ğıdaki halk türü şiir onundur:


Tutturmuşum bir şarkı Yağ ile yoğrulmuş bir hamurdan Yememeye yemin ettim Satan tüccar gelene kadar.


Hafnavi de Ezher Meşihat makamına gelenlerdendi. Pek çok kita­bı olan Hafnavi'nin kitaplarından bazılarını aşağıya alıyoruz:


1. Haşiyet'un Alâ Şerh'il-Eşmuni fi'n-Nahv,


2. Enfesu Nefais'id-Dürer


3. Fevaidu Avaid-i Cebriyye,


4. Risaletun fi't-Taklid, (matematik)


5. Hasiyetim Alâ Şerh'is-Semerkandi H'l-Yaseminiyye, (Cebir, Ma­tematik)


6. Ha§iyetun Alâ Şerh'il Azizi li'l-Cami'is-Sağir,


7. Haşiyetun Alâ'ş-Şinnevri fi'l-Feraiz-i ve'l-Mevaris


8. Es-Semert'ul Behiyyefi Esma'is-Sahabet'il-Bedriyye


9. Haşiyetun Alâ Şerh'il-Adud li's-Sad, (Edebiyat)


10. Haşiyetun Alâ Muhtasar'is-Sa 'd, (Edebiyat).


Ezher'in başkanlığı derecesine yükselmiş bir zatın Ezher'de yük­sek derecede olmasına rağmen şiir söylemesi dikkat çekicidir. Aynı zat matematik ve cebirdc de eser kaleme almakta, halk şiiri de söyle­mektedir.


13. Ahmed b. Abd'vn-Mun'im b. Yusuf b. Siyam ed-Demenhuri. Bu zat isminden de anla^ağj üzere hicrj ııoı yılında Demenhur'da doğmuş, akli ve tıp bilimlerini Ezher'de öğrenmiştir.


Demenhurı Meşihat makamına gelmiş ve Ezher âlimi olarak ida­recilerin yanında heybem idi. Hak sözü söylemekte ve iyiliği emret­mekte üzerine düşeni


Dört mezhebin fıkh,m bildiği için kendisine "Mezahibi" derlerdi.


Demenhuri h. 1192 y^mda vefat etmiştir. Kitaplarından bazılarını aşağıya alıyoruz:


1. El-Feyz'ul-Amini fi Ma na'l-Kuran'il-Azim,


2. İydah'ul-Müttehe^ min Ueani es-Süllem,


3. Sebil'ur-Reşadfi ,Wefü-İbad


4. Hılyet'ul-Lübb'il Masun bi Şerhil-Cevahir'il-Meknun


5. Münteha'l İr adat fi Tahkik'il İstiarat,


6. El-Kavl'üs-Sarihfi İlmit-Teşrih


7. Ez-Zehr'ul Basim fi flm'ü-Talasim


8.  Tarik'ul İhtida Bi ahkam il-Ümmeti ve'l-İbtida


9. El-Feth'ur-Rabbani bi Müfredati İbn Hanbel eş-Şeybani


10. Nihayt'ut-Tarifla Aksam'il-Hadis'id-Daîf


11. Menhec'us-Sülüi^fi Nasihat'il-Müluk,


12. İhya'ül-Fevaid   Marifet-i Zavahir'il-A'dad,


13. Ayn'ul-Hayat fi htVmal'ü-Miyah,


14.  er-Rekâik'ul el-A4âiyye Alar-Risalet'il-Vad' iyye.


Demenhuri'nin kita|piannda da dikkati çeken husus çeşitli ilim dallarında olmasıdır. O k itaplarında sadece din ve dil ile ilgili konular­la ilgilenmekle kalmamış tıpj matematik, su çıkarma, siyaset ve toplum bilim gibi konularda da kitap yazmıştır.


14. Ahmed b. Ahmed b. Muhammed Es-Secai el-Bedravi el-Ezhe-ri (v.1197 hicri). Bu zad Mısır'ın batı bölgesinde Secaa köyünde doğ­muştur. Şafii fıkhında yetişmiş olan Secai ders okutmuş, fetva vermiş ve eser yazmıştır. Kitaplarından bazıları şunlardır:


1. Ed-D ürer fi Î'rab'is-Süver,


2. Hasiyetlin Ala Şerh'il-Katr li-lhn Hişam


3. Şerhu Muallakat-i İmru'ul-Kays


4.  Şerhu Lâmiyet'is-Sumül


5. Hasiyetlin Ala Şerh-i Ibn Akil li'l-Elfiyye


6. Manzümetün fi'l-Istiârât.


15. Ebu'l-Berakat Ahmed b. Muhammed b. Ahmed el-Advi. Bu zat Şeyh Dirdir olarak meşhurdur. Hicri 1127 yılında Asyut vilayetin­de Adiyoğullan arasında dünyaya gelmiş, Ezher'e giderek orada oku­muştur. Hocaları arasında özellikle Saidi ve Hafni yer almaktadır. Yıl­dızı parlayanlar arasında yer alan Şeyh Dirdir tasavvufla meşgul olmuş ve fetva vermiştir.


İffetli yaşamakta örnek olmuş, Mâlikilerin Şeyh'ul İslâmı, Saavi-de vakfının nazırı ve bu vakfın revaklarının şeyhi olmuştur.


Şeyh Dirdir devlet başkanlarının baskısından çekinmez, bilakis zalim hükümdar karşısında halkın yanında yer alarak zalimlere direnir­di. Bu sebeple idareciler onun halk nazarındaki yerini bildiklerinden onu takdir eder ve ondan çekinirlerdi. Hicri 1201 yılında vefat eden Şeyh Dirdir'in eserlerinden bazıları şunlardır:


1. Akrab'ul-Mesalik li Mezheb-i Mâlik


2.  Tuhfet'ul ihvan fi Adab-i Ehli'l-İrfan,


3. Risaletün fi'l-Meani ve'l-Beyan


4. Risaletün fi Tarikat-i Hafs fi'l-Kıraat,


5. Risaletün fi Mütesebihat'il-Kur' an


Şeyh Dirdir'in çoğunluğu tasavvuf ve tevhid ilmine ait şiirleri de vardır. Haridet'üs-Seniyye ve Haridet'ül-Behiyye kasideleri bunlardan birer örnektir.


16. Ezher tarihinde meşhur âlimlerden birisi de Şeyh Abdullah b. Hıcazi b. İbrahim eş-Şerkavi'dir.


Şerkavi Mısır'ın doğusunda Tavile denilen şehirde hicri 1150 yı­lında dünyaya gelmiştir. Ezher'de okuyan Şerkavi 1208 yılında Ez-her'in yönetimine getirilmiş, onun zamanında Ezher'de Şarakut revakı yapılmıştır.


Şerkavi değerli bir âlim, siyasi bir önder ve fedakar bir mücahid idi. Hicretin 1227 yılında vefat eden Şerkavi'nin kitaplarından bazıları şunlardır:


1. Muhtasara Muğn'il-Lebib fi'n-Nahv,


2. EuTuhfet'ul-Behiyye fi Tabakat'iş-Şafiyye (900 ile 1121 hicri yılları arasındaki Şafii âlimlerinin hayatını içeren biyografik bir eser)


3. Tarihu Mısır,


4. Metn'ul-Akaid'il-Meşrikıyye ve Şerhuhâ


5. Tuhfet'un-Nazırin Eimen Velîâ Mısra min'es-Selatin


6. Hasiyetlin Ala Şerh'it-Tahrir


7. Şerh-u Hikem b. Atâullah el-hkenderi


8. Şerh'ul Yasaya el-Kürdiyye


9. Feth'ul-Mübdi Bi-Şerh-i Muhtar'ız-Zebidi


10. Muhtasar'uş-Şemail Mea Şerhihi


17. Ezher tarihinde meşhur ilim adamlarından birisi de Şeyh Ebu İrfan Muhammed b. Ali es-Sabban eş-Şâfii en-Nahvi'dir. Bu zat Ez­her'de okumuş, Arabça gramerinde yüksek derecelere ulaşmıştır. Hicri 1206 yılında vefat eden Ebu'l-İrfan'ın eserlerinden bazıları şunlardır:


1. El-Kâfiyet'uş-Şâfiiyye fi İlmey il Aruzi ve'l-Kafiye


2. İthaf-u Ehl'il-İslâm bi-ma Yeteallaku Bil Mustafa ve Ehlih'il-Kiram


3.  Ürcüzetün fi'l-Aruzi ve Şerhiha,


4. Hasiyetim Alâ Şerh'il-Eşmuni li'l-Elfiye


5. Er-Risalet'ul-Kühra Fi'l-Besmele


6. Is'afur-Rağıbiyn


7. Haşiyetün Alâ Şerh'il-Melevi li'l-Müslim


8.  Takririm Alâ Mukaddimeîi Cem'il-Cevami


9. Haşiyetün Aîâ Şerh'il-Risalet'il-Adudiyye


10. Ilm'ul-Heyeti


11. Risaleîun fi'l-lsüârât.


18. Muhammed b. Muhammed b. Ahmed el-Emir el-Mâlikî. Meş­hur olan lakabı Şeyh Emir'dir. Asıl memleketi Mağrib olup Mısır'da hicri 1154 yılında Senbu denilen şehirde doğmuştur. Şeyh Emir Ez-her'de okumuş ve Mâlikî mezhebinin meşhur fıkıh âlimlerinden ol­muştur.


Hicri 1232 yılında vefat eden Şeyh Emir'in kitaplarından bazısı şunlardır:


1. Haşiyetün Alâ Mugn'il-Lebib li-İbn Hişam fi'n-Nahv


2. Haşiyetün Alâ Şerh'iz-Zürkani H'l-İzziyye


3. İklilfi Şerh-i Muhtasar-ı Halil (Mâlikî fıkhı) A.Mecmufi'l-Fıkh


5. Haşiyetün Alâ Şerh-i İbn Türki li'l-Uşmaviyye, (fıkıh)


6. Haşiyetün Alâ Şerh'iş-Şüzur fi'n-Nahv,


7. Haşiyetün Alâ Şerh'iş-Şeyh Hâlid Ali el-Ezheriyye


8.  Tefsir'ul-Muavvizeteyn


9. inşirah'us-Sadri fi Beyan-i Leylet'il-Kadr


10. Haşiyetün Alâ Şerh~i Cevher'it-Tevhid


11. Dav'uş-Şumûs Şerh'ul-Mecmu


19.  Şeyh Hasan b. Muhammed b. Mahmud Attar. Şeyh Attar derin bir kültüre, geniş bir ufka sahip din ve dünya ilimlerini kendisinde toplamış bir âlimdir. Hicri 1190 tarihinde Kahire'de doğan Attar'ın as­lı Mağriblidir. Fransız kampanyasını yürüten kimselerle ilişki kuran Attar onlardan da bilgi öğrenmiş, hicri 1246 yılında Ezher'in yönetimi­ne getirilmiştir.


Şeyh Attar, Ezherlileri çeşitli ilimler ve modern bilgilerle ilişki-lendirme gayreti içinde olmuştur.


"Ülkemizin durumu mutlaka değişmelidir. Ülkemizde bulunma­yan eğitim türleri bir yenilik olarak ülkemize girmelidir" anlayışını At­tar parola haline getirmiştir.


Şeyh Attar geceli gündüzlü çalışmayı en güzel şekilde yapan bi­ri idi.


Attar'ın tıp, ameliyat, ve diğer beşeri ilimlerle ilgisi vardı. Duygu­lu şiirleri olan Attar'ın aşk üzerine de bir kasidesi vardır.


Hicri 1250 yılında vefat eden Attar'ın kitaplarından bazıları aşağı­dadır:


1. Haşiyetün Alâ Cem'il-Cevâmi


2. Haşiyetün Alâ Mekulat'iş-Şeyh Secai


3. Risaletunfi Keyfiyet'il-Amel bi'l-Vsturlap (vakit belirleme ko­nusu ile ilgilidir)


4. Risaletun fi't-Tıb ve'r-Reml ve'z-Zayirce ve't-Teşrif


5. Risaletun fil Besmeleti ve'l-Hamdele


6. İnşa'uş-Şeyh Attar,


7. Haşiyetu Şerh-i Kavaid'il-Î'rab


8. Haşiyet'ul Ezheriyye Fi'n-Nahv


9. Hasiyet'ul-lslâm Ala'l-Vadiyye


10. Şerh'ul Manzumeti Fi Adâb'ü-Bahs,


11. Şerh'u Manzumet'it-Teşrih,


12. Şerh'u Nüzhet-ış-Şeyh Davud Fit-Tıb


13. Haşiyetu Şerh-i Eşkal'it-Te'sis fi İlm'il-Handese


14. Mazhar'ut-Takdis Bi Zehab-i D evle?il-F ramız


15. Divan'uş-Şeyh Atlar


20. Ezher âlimleri arasında deha derecesinde bir âlimle karşılaşı­yoruz: Şeyh Hüseyin Ahmed el~Mursafi. Bu zat gözleri görmeyen bi­ridir. Kalyubiyye bölgesinde Mursefa köyünde hicri 1815 senesinde dünyaya gelmiştir.


Mursafi üç yaşında iken gözlerini kaybetmiş eğitimini Ezher'de yapmıştır. Çok güçlü bir hafızaya ve üstün bir mantığa sahip olan Mur­safi Ezher'de ders de okutmuş sonraları üç ay içerisinde Fransızcayı öğrenmiştir. Fransızca mütalalanndan yararlanmış, üniversitede ve A'malar okulunda ders okutmuştur. Bu okul Mısır'da ilk açılan ilkokul idi. Eğitim Yüksek Kuruluna üye seçilen Mursafi'nin arkadaşı ve şair Mahmud Sami ile yazışma ve ses kayıtları olmuştur.


Mursafi hicri 1270 yılında Kahire'de vefat etmiştir. Mursafi için ge­niş bir hal tercümesine Amaların Dünyası isimli kitabımda yer verdim.


Mursafi'nin kitaplarından bazıları şunlardır:


1. El-Vesilet'ül Edebiyye ilâ'l-Ulum'il-Arahiyye


2. Delil'ul Müsterşid ila Fenni'l-İnşa


3. Risalet'ul Kelim'is-Siman


Burada unutmamamız gereken bir nokta var: Mursafi iki büyük şairin; Ahmed Şevki ve Hafız İbrahim'in hocasıdır.


21. Doğu ve Batı kültürünü benliğinde toplayan bir Ezherli de Ri-faha Rafi et-Tahtavi'dir.


Tahtavi hicri 1216 tarihinde Tahta'da doğmuş ve Ezher'de eğitim görmüş, tahsilini Muhammed Ali zamanında Mısır'dan Fransa'ya gön­derilen öğrencilerin başkanı olarak gittiği Fransa'da tamamlamıştır.


Tahtavi'nin bilim ve düşünce alanındaki kalkınmada büyük etkisi olmuştur. Tahtavi dil okulunu ve Vakai gazetesini kurmuştur. Tercüme ve te'lif olarak pek çok kitapları olan Tahtavi hicri 1290'da vefat etmiştir.


Kitaplarından bazıları şunlardır:


1. Kalaid'ul Mefahir fi Ğarabi kdat'il-Evâil-i ve'l-Evâhir (tercüme)


2. El-Meadin'un-Nafia


3. Mebadi'ul-Hendese


4. El-Mürsid'ul'Emin fi Terbiyet'il-Benat ve'l-Benîn


5. Nihayet'ül İcaz fi's-Siret'in-Nebeviyye


6. Envar-u Tevfik'il Celilfi Tarih-i Mısır


7.  Ta'rib'ul Kanun'il-Medeni el-Fransi


8. Bidayet'ul-Kudema


9.  Tarih-u Kudama'il-Mısriyyin


10. Et-Ta'ribat'uş-Şafiye Li Murid'il-Coğrafiyye


11. Hulasat'ul İbriz Fi Rıhlet-i Paris


12.  Coğrafiyyet-i Bilad'iş-Şam


13.  Coğrafiyyet-u Muttabrın


22. Ezher tarihinde meşhur olan âlimler arasında yaptığımız ge­zintinin sonunda Prof. Muhammed Abduh'u görerek bu gezintiyi ta­mamlıyorum.


Abduh? Mısır'ın edebi ve fikri kalkınmasında büyük gayret sahi­bidir. Onun hayatı burada tekrarlamaya ihtiyaç göstermeyecek kadar meşhurdur.


Miladi 1905'de vefat eden Abduh'un kitaplarından bazıları aşağı­dadır:


1. Risale?ut-Tevhid


2. Şerh'u Nehc'il-Belağa


3. El-Varidat fi't-Tevhid Alâ Tarikat'is-Sufiyye


4. Felsefet'ul İçtima' ve't-Tarih


5.  Tefsir'ul Menar (Nisa suresinin sonuna kadar)


6. Şerhu Makamat-i Bedi'uz-Zaman Hemadani


7.  Tefsiru Cüz-i Amme


8. Nizam'ut Terbiye ve't-Talim Bi Mısır


9. El-lslâm ve'n-Nesraniyye Meal İlmi ve'l-Medeniyye


10. Şerh'ul Basair'in-Nusayriyye fi'l-Mantık


Meşhurlar arasındaki yolculuğumuzu Abduh ile tamamladık. Çünkü onun vefatı 19. aşırın sonlarında, 20. asrın başlarındadır.


Prof. Abduh'tan sonraki Ezher'in meşhurları ise pek çoktur. Bu ça­lışmada bunların hepsini ele almadım, istesem de alamazdım. Burada adı geçenlerden başka değerli Ezherli bilim adamları ve bunların kitap­ları vardır. Bunlardan bir kısmını anlatmakla yetinmek kaçınılmaz ol­muştur.


Ezher'in Meşhurları adı altında bir ansiklopedi hazırlanmasını çok arzu etmişimdir. Böyle bir çalışma bin yıl boyunca Ezher'de yetişen binlerce kişinin biyografisini verecek, imkan ölçüsünde çalışmalarını ve eserlerini tanıtacaktır. Bu ilmi ve tarihi bir dilektir. Arzu edildiği gi­bi gerçekleştiği takdirde on asır boyunca Ezher'de yetişenlerin ruhları­na ve Ezher'e takdim edilecek en iyi selam ve saygı olur.


Bu önerimin gerçekleştiğini görmek ümidi ile Ezher sorumluları­nın huzuruna bir emanet olarak koyuyorum.


Sonuca ulaştıracak yolu ancak Allah gösterir.


 


Tibyan Sahibi Tıybi

 


SORU: Tibyan fi'l-Meâm ve'l-Beyan isimli eserin sahibi Tıybi'nin hayatı hakkında bilgi verirmisiniz?


CEVAP: Senelerden beri Şeref ud-Din Tıybi ile ilgili sorular almak­tayım. Bu sorulara, kaynaklara başvurmadan cevap vermek bana zor geliyordu. Hafızamda bu isme dair dikkate değer bir şey yoktu. İmkan­lar ölçüsünde kaynaklara başvurdum. Sonuçta bir kaç satırdan başka bir bilgi bulamadım. Bu özet bilgiyi de bu kitabın önceki ciltlerinden birisinde yayınladım. Orada Tıybi'nin en önemli eserinin Tibyan fi'l-Meâni ve'l-Beyan olduğunu ifade etmiştim. Tabii ki gaybı bilemezdim.


Cenab-ı Hak Tıybi için bir araştırmacıyı muvaffak etti. Bu sabırlı araştırmacı Tıybi'nin hayatını ve kitabının tahkikikini akademik bir se­viyede incelemiş, bu çalışma ile Ezher Üniversitsi Arab Dili ve Edebi­yatı Fakültesinde doktorluk unvanı kazanmıştır.


Bu çalışmayı yapan, değerli Doktor Abd'us-Settar Hüseyin Zem-vut olup kendisi fakültede hocadır.


Tez'in adı İmam-ı Tıybi ve Tibyan ve'l-Beyan isimli eserin tahki­ki dır.


1977 yılı Aralık ayının 22'sinde tez'in tartışması kalabalık bir din­leyici huzurunda yapıldı. Tezin tartışmacıları olan jüri şu değerli hoca­lardan oluşuyordu:


Prof. Dr. Kamil Havli, Tez yöneticisi


Prof. Dr. Muhammed Abd'ur-Rahman Kürdi tartışmacı olarak jü­ride yer aldılar.


Üç saatten fazla süren tartışmadan sonra araştırma hakkında jüri­nin kararı şöyle açıklandı: Araştarmacıya birinici derecede şeref unva­nı ile Doktorluk payesinin verilmesine, eğer Ezher Ünivesirsitesi tez­leri basma cihetine gidecek ise bu tezin kitap olarak basılmasına, öne­minden dolayı kitabın diğer üniversitlere gönderilmesine karar veril­miştir. Çünkü araştırmacının tahkikini yaptığı bu kitap hala pek çok ilim adamınca bilinmeyn yazma bir kitaptır. Araştırmacı bu çalışması ile eserin üzerinedeki yılların tozunu temizleyip onu gün ışığına çıkar­mıştır. Bu haliyle kitap, elden ele dolaşmaya ve basılmaya layıktır. Arab edebiyatı araştırmacıları ondan fayadalanacaklardır.


Araştırmacıyı tezi için bu konuyu seçmeye sevkeden sebepler şöyle ifade edilmiştir:


1. Yazma bir eserin tahkikini yaparak Arab-İslâm kültürünü can­landırma çalışmalarına katılma isteği,


2. Arab Edebiyatının yenilenmeye ihtiyacı olduğuna inanması, bu yenilenmenin ilk yolunun eski edebi eserlere başvurmakla olacağını benimsemesi,


3.  Tibyan isimli eser sahibinin yeni şeyler çıkarmaya ve çeşitli yönleri biraraya getirmeye olan gayreti,


4. Tıybi'nin adı bazen dil ile ilgili kaynaklarda, bazen edebiyat ve hadis kaynaklarında geçmektedir. Araştırıcının Tıybi'nin hayatını açık­lığa kavuşturup detaylı olarak anlatmayı istemesi.


Araştırmacı tezini iki ana kısma ayırmıştır:


1. Tıybi ve kitabı hakkında yeterli bilginin verildiği kısım,


2.  Tibyan ve'l-Beyan isimli kitabın tahkik edildiği kısım.


Dr. Abd'us-Settar kitabının birinci kısmını da üç alt başlık halinde ele alıyor.


1. İmam Tıybi. Bu başlık altında Tıybi'nin soyundan, doğum ye­rinden ve isminden söz ediliyor. Buna göre Tıybi, orada doğmuş olma­sı muhtemel olan Tıyb şehrine mensuptur. Daha sonra Tevriz -ki Teb­riz'dir- şehrine göçmüş, hicretin 743 yılında vefat etmiştir.


Dr. Abd'us-Settar daha sonra Tıybi'nin hocalarından ve talebele­rinden söz ediyor. Aslında biyografik kitaplar bu konuda yorum ve bil­gi vermemektedir. Fakat araştırmacımız taradığı kaynaklardaki bilgiler arasından Tıybi'nin iki tane hocasını tesbit etmiştir. Bunlardan birisi Şeyh Ahmed Caberdi, diğeri Şeyh Şahabeddin Muhammed b. Muham-med Suhreverdi'dir.


Tıybi'nin öğrencileri ile ilgili bilgiler üstü kapalı haldedir. Araştır­macımız bunlardan da iki tanesini tesbit etmiştir. Birisi Hadâiki'ul Be­yan isimli eserin sahibi Ali b. İsa olup, diğeri Mişkat'ul Mesabih isim­li kitabın sahibi Veliyyü'd-Din Muhammed b. Abdullah el-Hatib et-Tebrizi'dir.


2.  İkinci alt başlıkta kitabın adı incelemektedir. Buna göre Tıy­bi'nin kitabınn adı Et-Tibyan fi'l-B ey andır. Her ne kadar çoğunlukla bu


kitaptan sadece Tibyan olarak söz ediliyorsa da doğrusu az önce ifade edildiği gibidir.


Kitabı çoğaltmak maksadı ile yazanların pek çoğu Tibyan fi'l-Me-ani ve'l-Beyan demişlerdir. Araştırmacı daha sonra kitabın Tıybi'ye ait olduğunun güvenilir derecede olduğunu ifade ederek kaynaklarının birden çok olduğunu ortaya koymuştur. Buna göre kitap sadece belâ-ğât kitaplarından yararlanmamış lügat, tefsir ve edebiyat kitaplarından da istifade etmiştir. Bu Tıybi'nin geniş bir kültürü olduğunu ve kendi­sinden öncekilerin görüşlerinden ve kitaplarından haberdar olduğunu göstermektedir.


Araştırmacı elde edebildiği ve çalışmasını dayandırdığı eserin nüshalarından da söz ediyor. Ayrıca kısaca kelam ve edebiyat ekolle­rinden kısaca behsedip bunların özelliklerine değindikten sonra Tıy­bi'nin metodunu ortaya koymuştur.


Dr. Abd'us-Settar'm anlattığına göre belâğât ilk dönemlerinde ede­biyat özelliği taşıyordu. Daha sonra Razi ve Sekkâki'den itibaren fel­sefi ve kelamı özellik kazanmıştır.


Araştırmacı Kudame b. Ca'fer, Abdulkadir el-Cürcani ve Carullah Zemahşeri'nin Kelam ekolünün ileri gelenlerinden olduğunu ileri sü­renlere katılmamış, bunların edebiyat ekolüne daha yakın olduklarını söylemiştir.


Araştırmacının ifadesine göre edebiyat ekolünün özelliği düz ya­zı ve şiir olarak pek çok belgeye başvurması, tarif, kaide ve kısımlara ayırma gibi özelliklerin az olmasıdır. Edebiyat konusunda hüküm ver­mek için sanat ölçülerini kullanmak ve edebiyat üslubunun anlaşılır ve kolay olması da bu Özelliklerindendir.


Tıybi'nin kitabındaki metodunu ortaya koymak için araştırmacı kitabın içinden bulup çıkardığı belirli metod özelliklerini ortaya koy­muştur. Araştırmacı bunu yapabilmek için önce kitabın içerdiği konu­ları özetle sunmuş Tıybi'nin planına vakıf olarak Tıybi ile Sekkaki arasındaki metod benzerliği ve yakınlığının kesin olduğunu ifade et­miştir.


Tıybi'nin metodunu gösteren Özelliklerin onun yalnız kendine mahsus fikirleri olduğunu ifade ettiğini ve bunların aşağıda ifade edi­len hususlardan olduğunu söylemiştir:


1. İsnad'da[1] mütekellimin (konuşanın) durumunu dikkate almak. Tıybi'nin ifadesine göre bazen söyleneni kabul etmeyen muhatap, ka­bul eden gibi değerlendirilebilir. Bazen bunun aksi de olur. Mütekellim de muhatap gibi dikkate alınabilir.


Demek ki Tıybi'ye göre konuşanın durumunu dikkate almak sade­ce muhataba göre değildir. Mütekellim de muhatap gibidir.


2. Tıybi'ye göre teşbih (benzetme) beyan ilminde asıl kısımlardan biridir. Bu itibarla Beyan'ın kısımları teşbih, mecaz ve kinaye olmak üzere üçtür. Ona göre teşbih mecazın bir kısmı olan istiarenin mukad­dimesi değildir. Oysa Sekkaki ve diğerleri bu konuda kendisinden Ön­cekilerden ayrı biryol tutmuş ve teşbihi beyanın temel esaslarından bi­risi saymışlardır. Bunu yaparken delaletlere dayanmamış, beyan ilmin­de aranan bir amaç olan mübalağalara bakmışlardır.


3. Tıybi Bedi ilmi konusunda kendisinden önce Sekkaki ekolün­den olanların dışında yeni bir tavır almıştır. Sekkaki ekolüne göre be­lâğât; meani, beyan ve bedi kısımlarına ayrılır. Tıybi ise belagatın ta­nımını daha geniş tutarak bedi'i de içine alan bir tarif yapmıştır. Da­ha sonra Bedi'i üç kışıma ayırmıştır. Tarif ve taksim şöyledir: "Bedi ilmi sözü güzelliştirme yollarını bilmektir. Bu da ya anlam veya keli­me ile ilintilidir. Bazen ikisi ile de ilgili olabilir. Kelime ile ilgili ola­cak olan fesahatin, mana veya kelime ile ilgili olacak olan ise belâ-ğât'ın görevidir."


Araştırmacının ortaya koyduğuna göre Tıybi'nin belâğât ilmini üç kışıma ayırıp bedi ilmini fesahat ile belagat arasında müşterek görme­si yeni bir durum olup, onun Bedi' ilmini daha sevimli karşıladığını göstermektedir. Tıybi Belâğâti Meani ve beyan derecesine indirmiş, Sekkaki ekolünden olanlar gibi Belâğâti, Meani ve Beyana tabi bir ek olarak görmemiştir. Sekkaki ise Belâğâtin tarifini yaparken Bedi'i Belâğâtın içinde saymamıştır. Çünkü Sekkaki'ye göre Belâğât, Beyan ve Meani ilimlerine mahsus bir daldır. Buradan Tıybi'nin beyan ve Bedi ilimlerinin önemine işaretinin mükemmelliğini anlamış oluyoruz.


4. Tıybi'nin kitabını tetkik ederken onun kişiliğini ortaya koyan ve onu Sekkaki ekolünden ayıran hususlardan birisi de İbn Sinan Ha-faci ve İbn Esir gibi eskilerin önem verdiği derecede fesehata önem vermesidir.


Tıybi Fesahati özel bir bölümde ele almış, kitabını iki bilim dalı­na ayırarak birinde üç alt başlığı ile Belağat'ı, diğerinde Fesahat'ı ele almıştır. Böylece Fesahati da Belagata paralel bir çizgide incelemiştir.


Araştırmacının belirlediğ Tıybi'nin özelliklerinden birisi de onun anlattığı meseleyi Kur'an'dan verdiği örneklerle şahitlendirmesidir. Bu ise Tıybi'nin geniş bir Kur'an birikimi olduğunu, Kur'an meyve­sinden çokça toplamış, ilahi kelamın menbamdan kana kana içmiş ol­duğunu gösterir. Tıybi'nin Kur'an ayetlerinin birbiriyle ilgisini açıkla­mada kendine has bir zevki vardır, bu onun müstakil ve güzel fikri ol­duğunu gösterir. Bunda garip bir durum yoktur. Zira Tıybi Kur'an'ı tefsir eden bir müfessirdir. Aynca onun hadis, Kur'an ve kıraat dalla­rındaki geniş kültürünü gösteren Keşşaf tefsiri üzerine yazdığı bir ha­şiyesi de vardır.


Tıybi'nin metodunun göstergelerinden biri de kitabındaki edebi­yatla ilgili teşekküre değer gayretlerinin bulunmasıdır.


Tıybi'nin bu konuda fazla ilerleme kaydedememesi söz konusu­dur. Fakat onun yaşadığı dönem -ki o bu dönemde tefsir, hadis ve ede­biyat âlimi olarak yaşamıştır- onu yenilikçi olmaya daha yakın bir tu­tumda olmaya sevketmiştir. Tıybi'nin edebiyat eserlerinde tek başına fikirlerinin olması açık bir şekilde onun bunları ilk ortaya koyan kim­se olduğunu gösterir.


Tıybi kitabında, yaşadığı çağın tabiatına uygun hareket etmiştir. O dönem -ki sekizinci hicri asırdır- âlimleri toplama, şerh ve Özetleme çalışmaları yaparlardı. Bu tür çalışmalarda en ileri derecede eserler ve­renler Arab olmayan âlimlerdir.


Dr. Abd'üs-Settar tezinde Tıybi'nin kendisinden sonra gelenlere olan etkisinden söz etmiş ve ortaya koymuştur ki pek çok edebiyatçı ondan açıkça nakiller yapmış, edebi eserlerine başvurmuşlardır. Baha-ud-Din Sübki, Ebu Ca'fer Gırnâti, Celal'üd-Din Suyuti ve İbn Ma'sum Medeni bunlardandır.


Bundan dolayı Dr. Abd'us-Settar'a göre bu dört kişiden her biri üzerinde Tıybi'nin etkisini ortaya koyacak derecede ayrı ayrı durulma­lıdır. Tez sahibi ayrıca Tıybi'nin kendilerinden etkilendiği kimseler olarak Zemahşeri, Sekkaki ve İbn'ul Esir'in adını vermektedir.


Tezin ikinci kısmı Tibyanfil-Beyan isimli eserin tahkikidir. Bu ça­lışma akademik düzeyde ilmî ve ciddi bir çalışmadır. Bu çalışma araş­tırıcının sabrını, inceleme gücünü ve yazma eserlerdeki ilmî tahkikte­ki başarısını göstermektedir.


Araştırıcı bu çalışmasında şunları gerçekleştirmiş bulunmaktadır:


1. Yazma nüshaları toplamış en eskisini araştırmasına esas almış­tır. Sonra nüshaları karşılaştırarak bir cihetle aralarındaki çelişkileri or­taya koymuş, bir yandan da asıl nüshada herhangi bir sebeple eksiklik varsa onu gidermiştir.


2. Kitaptaki Kur'an ayetlerini incelemiş ve Tıybi'nin zikrettiği kı­raat vecihlerini vesikalandırmıştır.


3. Kitaptaki hadisleri tahric ederek kaynağını göstermiştir.


4. Kitaptaki şiirlerin sahiplerini göstermiş varsa çelişkileri ortaya koyarak kaynaklarını bildirmiştir.


5. Bazı ifadelere yorumlar ekleyerek açıklamalar yapmış ve anla­şılması zor kelimeleri izah etmiştir.


6. Kitapta adı geçen kişilerin kısaca hal tercümesini gösteren bir biyografi meydana getirmiştir.


7. Belagat (edebiyat)la ilgili belgelerin hepsinin kaynağını göster­miştir.


8. Kitaptan yararlanmayı kolaylaştırmak üzere sonuna çeşitli fih­ristler koymuştur.


Dr. Abd'üs-Settar'ın bu muazzam çalışması gereken takdiri gör­müştür. Bu çalışma tarafımızdan teşekkür ve takdirle karşılanmıştır.


Henüz ilmî araştırmasının sona ermekte olduğu, Ezher Üniversi­tesindeki akademik çalışmasını tamamladığı şu aşamada edebiyat ala­nında yıldızı böylesine parlayan Dr. Abd'us-Settar'ın gelecekte daha ileri noktalara geleceğini ümit ediyoruz. İlerde üniversite profesörleri arasında layık olduğu yeri alması ve geleceğin ilim ve edebiyat alanla­rında hizmet verecek değerli öğrencilerin onun eliyle yetişmesini arzu ederiz. İslâm'ın ve Arab dünyasının kaynağı olan Ezher'in tarihi şöhre­tinin de böylece korunacağını ümid ediyoruz.


Ayrıca bu büyük doktora tezinin basılarak, Tıybi'nin hayatı ve ki­tabı hakkındaki bilgilerden ilim erbabının yararlanması dahi ümitleri­miz arasındadır.


Gerçeğe ulaştıracak yolu ancak Allah gösterir.

Bu Bölümdeki(10) Diğer Sorular için aşağıdaki menüye bakınız↷↷↷
  • Tevhid
  • Kur'an
  • Sorularla İslam-10.Bölüm
  • Sorularla İslam-Bölümler
  • ☝📖 المحمية 📖☝


https://www.muhammediyye.org/

📖-المحمية علي الكتاب و السنة الصحيحة-📖

                   Öğrencilerimize önemli hatırlatma;


اعوذ بالله من الشيطان الرجيم

 بسم الله الرحمان الرحيم

 الحمد لله رب العالمين وحده لا شريك له و محمد رسول الله لا رسول و لا نبي بعده و الصلاة و السلام علي آله واهل بيته و اصحابه و امته اجمعين

Kovulmuş şeytandan,Her şeyin yaratıcısı tek rabb,tek ilah,tek gerçek egemen,rahman ve rahim olan Allaha cc sığınırız,her türlü kulluğun,ibadetin,itaatin,faydalı amellerin ve sözlerin tümü sadece ve sadece onun rızası içindir,salatü selam bütün peygamberlerin peygamberi  efendimiz,rehberimiz,önderimiz ve örneğimiz Hz Muhammed Mustafa aleyhi efzalussalati vesselama,aline,temiz ehli beytine,davası uğruna savaşan ashabına ve yolunda yürüyen ümmetine olsun.

Sitemizde yeralan çalışmalarımız;başta yüce kitabımız Kur'anı Kerim olmak üzere,temel İslami kaynakların anlaşılmasına yardımcı olmak üzere hazırlanmıştır.Bu çalışmalarda bizlerden ilgisini,yardım ve desteğini esirgemeyen kardeşlerimizden ve cümle müslümanlardan. Allah razı olsun.

   📖☝المحمدية علي الكتاب و السنة☝📖☝Muhammediyye☝📖

             S.Muhammed Kayaalp El-Haşimi Ks

الامام سيد محمد الهاشمي

Destek olmak isteyen kardeşlerimiz iletişim formundan bize yazınız,Allah razı olsun.S.Muhammed Kayaalp (el-Haşimi) Ks--Arapça Dersleri-İslami Sohbetler-Tevhid-Tefsir-Hadis-Fıkıh-Fetvalar-İrşadlar...↷↷↷↷




Ezher Üniversitesinin Tarihi Boyunca Yetiştirdiği En Büyük Âlimler Ve Eserleri SORU: Ezher üniversitesinin yönetimini çok sayıda değerli ilim adamlarımız üstlenmişlerdir. Bunlardan bazılarının hayatlarını ve eser­lerini tanıtır mısınız? Rating: 4.5 Diposkan Oleh: ☝الاامام سيد محمد هاشمي الموسوي☝المحمية

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.