☝المحمدية☝الاامام سيد محمد هاشمي الموسوي 📖 علي الكتاب و السنة☝
☝https://www.muhammediyye.org/☝
📖-المحمية علي الكتاب و السنة الصحيحة-📖
Teoriye göre;İlluminati yani uzaylı ve insan melezi ırklar,yarı vampir,yılan,ejderha vs melez soylardan oluşan topluluk,masonik, illuminatik firavun ve nemrud soylarının hipnoz,büyü,zihin kontrolü,algı yönetimi ile bireyler ve toplumları yönetmesi,hizbüşşeytan illumiatinin küresel illuminatik sistemi; siyaset,medya,sivil toplum,terör örgütleri,mafya,enerji,silah,ilaç,gıda tekeli alanlarda illuminati varlığı | ||
الامام الءمةAli b. Ebi Talib Radıyallahu Anh
https://www.muhammediyye.org/-المحمية علي الكتاب و السنة الصحيحة4
Ali b. Ebi Talib Radıyallahu Anh95
İsmi ve nesebi: Ali b. Ebi Talib b. Abdulmuttalib b. Haşim b.
Abdimenaf el-Kuraşi el-Haşimi. Künyesi Ebu’l-Hasen’dir. İlim ehlinden pek çoğuna göre İslâm’a giren ilk insandır. Sahih olana göre bi’setten on sene önce doğmuştur. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in evinde yetişmiş, ondan ayrılmamıştır. Tebük gazvesi dışında bütün savaşlara Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte katılmıştır. Medine’ye geç kalması sebebiyle ona:“Benim yanımda, Musa’nın yanında Harun’un menzilesinde olmaktan razı olmaz mısın?”96 demiştir. Onu kızı Fatıma ile evlendirmiştir. Savaşların çoğunda sancak Ali radıyallahu anh’m elinde
olurdu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ashabı arasında kardeşlik kurduğunda ona: “Benim kardeşim de sensin”97 buyurmuştur. Menkıbeleri çoktur. Öyle ki imam Ahmed şöyle demiştir: “Ali
radıyallahu anh hakkında nakledilen (menkıbe)ler kadar başka bir sahabe hakkında nakledilmemiştir.”98 Bir başkası bunun sebebini şöyle açıklar: “Ümeyye oğulları ona buğzediyordu. Bunun üzerine sahabenin menkıbeleri hakkında bilgisi olan herkes bunu ispatladılar. Ümeyye oğullan Ali radıyallahu anh’ı kötüledikçe, onun fazileti hakkında rivayetler daha fazla yayıldı. Nitekim Rafızîler de onun hakkında menkıbeler uydurmuşlardır. Hâlbuki Ali radıyallahu anh’ı övmek için bu uydurmalara ihtiyaç yoktur. en-Nesai diğer sahabelerden ayrı olarak Ali radıyallahu anh’m faziletine dair çoğu sahih isnadlı rivayetlerden oluşan bir risale yazmıştır. Ali radıyallahu anh, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den çok sayıda hadis rivayet etmiştir. Ondan da oğulları Hasen ve Huseyn, İbn Mesud, Ebu Musa, İbn Abbas, Ebu Rafi, İbn Ömer, Ebu Said, Suheyb, Zeyd b. Erkam, Cerir, Ebu Umame, Ebu Cuhayfe, Bera b. Azib, Ebu’t-Tufeyl ve başkalan rivayette bulunmuştur.
Muhadram olan Tabiinden veya onu görenlerden: Abdullah b.
Şeddad b. El-Had, Tarık b. Şihab, Abdurrahman b. El-Haris b. Hişam, Abdullah b. El-Haris b. Nevfel, Mesud b. El-Hakem, Mervan b. El-Hakem ve başkaları rivayet etmişlerdir.Diğer tabiinden çoğu Muhammed, Ömer ve Abbas gibi kendi
çocuklarından olan çok sayıda kimse ondan rivayette bulundular. Savaşçılığı, cesareti ve atılganlığı ile meşhur olmuştur. Ömer radıyallahu anh’m oluşturduğu şurada bulunanlardan
biriydi. Abdurrahman b. Avf bunu ona arz etmiş, bazısına karşı çıkılan şartlar koşmuştu. Böyle bir şura Osman radıyallahu anh’e teklif edildi ve o bunu kabul edip üstlendi. Ali radıyallahu anh Osman radıyallahu anh’e biat etti. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den sonra ilim ve fetva hizmetlerine devam etti.
Osman radıyallahu anh şehit edilince insanlar Ali radıyallahu anh’e biat ettiler. İçlerinde Talha, Zübeyr ve Aişe radıyallahu anhum’un de bulunduğu bir sahabe cemaati Osman radıyallahu anh’ın kanını talep ederek kıyam ettiler ve Cemel vakası gerçekleşti. Sonra Şam halkıyla Muaviye radıyallahu anh kıyam etti. Onun emiri önce Ömer, sonra Osman radıyallahu anhuma idi. Osman radıyallahu anh’ın kanını talep etmek için insanları çağırdı ve Sıffin vakası ile olan oldu.
Ali radıyallahu anh’m görüşü onların kendisinin itaatine girmelerinden sonra Osman radıyallahu anh’m kanının talep edilmesi ve tertemiz şeriatın hükümlerinin uygulanması gerektiği şeklinde idi. Muhalifleri de ona: “Onları yakalayıp öldürmen, davasız ve beyyine ikame etmeksizin kısas uygulaman gerekir” diyorlardı. Her iki fırka da müctehit idi.
Sahabelerden bir fırka da vuruşmaya hiç karışmadılar. Ammar radıyallahu anh öldürüldü. Ehli sünnetin ittifakına göre haklı olan Ali radıyallahu anh idi. Hamd Allah’adır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in Hayber gününde
şöyle buyurması da Ali radıyallahu anh’m faziletlerindendir: “Bu sancağı yarın öyle bir kimseye vereceğim ki, Allah
ve Resûlünü sever, Allah ve Resûlü de onu sever. Allah onun eliyle fethi nasip edecektir.” Ertesi gün olunca her biri sancağın kendisine verilmesini umdular. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ali b. Ebi Talih nerede?” diye sordu. “Gözlerinden rahatsız” dediler. Ali radıyallahu anh geldiğinde gözlerine tükürerek onun için dua etti. Gözleri şifa buldu vekoydu. Şöyle buyurdu: “Ey Ehli beyt! Allah sizden kiri gidermek istiyor”100 Ali
radıyallahu anh Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in elbisesini giymiş ve onun yerinde yatmıştır. Müşrikler Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’i öldürmeyi kastetmişlerdi. Onu gördüklerinde: “Arkadaşın nerede?” dediler. Tebük gazvesinde Ali radıyallahu anh’e şöyle buyurmuştur: “Sen benim yanımda Musa’nın yanındaki Harun gibisin. Ancak benden sonra peygamber yoktur.” yani; benim halifem olarak gitmeye ancak sen layıksın. Yine ona şöyle demiştir: “Sen benden sonra bütün müminlerin velisisin” Ali’nin
kapısı dışında bütün mescid kapıları kapatılmıştır. O mescide cünüp olarak da girebilirdi. Zira başkasına olmayan, Aliye has bir yol idi. Yine “Ben kimin dostu isem, Ali de onun dostudur” buyurmuştur. Allah Azze ve Celle ağaç altında biat edenlerden razı olduğunu haber vermiştir. Bize şu anlatılmadı mı; Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ey Ömer! Ne biliyorsun, muhakkak Allah Bedir ehline
muttali olmuş ve “Dilediğinizi yapın” buyurmuştur.” Yahya b. Said el-Ensari, Said b. Müseyyeb’den rivayet eder:
“Ömer radıyallahu anh Ebu’l-Hasen (Ali)’nin bulamadığı zor fetvalardan Allah’a sığınırdı.” Said b. Cübeyr şöyle demiştir: “İbni Abbas radıyallahu anhuma “Güvenilen bir kişi bize Ali’den fetva naklederse o fetvayı bırakıp başkasını aramazdık” derdi.” Ebu’t-Tufeyl der ki: “Ali radıyallahu anh şöyle derdi: “Bana
sorun, bana sorun, bana Allah’ın kitabından sorun. Vallahi hiçbir ayet yoktur ki onun gece mi yoksa gündüz mü indirilmiş olduğunu bilmeyeyim.” Tirmizi101 kuvvetli isnad ile Sa’d b. Ebi Vakkas’tan rivayet
ediyor: “Muaviye radıyallahu anh Sad radıyallahu anh’ı emir yaptı ve ona şöyle dedi:“Seni Ebu Turab’a hakaretten alıkoyan nedir?” o da şöyle cevap verdi: “Sadece Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in söylediği üç
şeyi zikredeceğim. Bunlardan biri benim hakkımda olsa idi kızıl develerim olmasından daha hayırlı idi. Ben ona hakaret etmeyeceğim! Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (Tebük) sefere çıkınca Ali’yi geride (Medine’de) bırakmıştı. Ali: “Ey Allah’ın Resûlü, siz beni çocukların ve kadınların arasında mı bırakıyorsunuz?” dedi (kalmak istemedi). Bunun üzerine Aleyhissalâtu vesselâm: “Sen, Harun’un, Musa yanında aldığı yeri, benim yanımda almaktan razı değil misin? Şu farkla ki, benden sonra peygamber yok!” buyurdu. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Hayber günü buyurdu ki: “Yarın sancağı öyle bir kimseye vereceğim ki, O, Allah’ı
ve Resûlünü sever, Allah ve Resûlü de onu sever.”102 Bu söz üzerine (beni mi seçer ümidiyle, Aleyhissalâtu vesselâm’a görünmek için) boyunlarım uzattılar. Ama o: “Bana Ali’yi çağırın!” buyurdu. Ali getirildi ama gözlerinden rahatsız idi. Hemen gözlerine tükürdü ve sancağı ona verdi. Allah Teâla Hazretleri onun eliyle fethi müyesser kıldı. Şu ayet indiği zaman “Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı çağıralım...” (Al-i
İmran 61) Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm hemen Ali’yi, Fatıma’yı, Hasen ve Hüseyn’i (radıyallahu anhüm) çağırdı ve: “Allah’ım! Bunlar benim ailemdir!” buyurdu.103 Yine Ali radıyallahu anh’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir:
“Peygamber aleyhissalatu vesselâm, bana şu hususu garantiledi: Beni ancak mü’min olan sevecek ve ancak münafık olan bana buğz edecektir”104
Ahmed, Müsned’inde ceyyid isnad ile Ali radıyallahu anh’den rivayet ediyor: “Denildi ki:“Ey Allah’ın Resûlü! Senden sonra bize kim emir olacak?”
Şöyle buyurdu: “Emiriniz Ebu Bekir olursa onu güvenilir, dünyada zahid, ahrete yönelmiş olarak bulursunuz. Ömer olursa onu kuvvetli ve güvenilir, Allah için hiçbir kınayanın kınamasından korkmaz halde bulursunuz. Eğer Ali olursa ki bunu yapacağınızı sanmam, onu doğruyu bulmuş ve doğruyu gösteren, sizi dosdoğru yola sokan bir kimse olarak bulursunuz.” Ali radıyallahu anh 17 Ramazan 40 (hicri) tarihinde öldürülmüştür. Halifelik süresi 5 yıldan üç buçuk ay eksiktir. Zira Osman radıyallahu anh’ın öldürülmesinden sonra 35 yılı Zilhicce ayında ona biat edilmişti. Cemel vakası 36 yılında Cemadi ayında oldu. Sıffin vakası 37 yılında, Haricilerle Nehrevan vakası 38 yılında oldu. Sonra 2 sene bagîlerle (isyancılarla) savaştı. Ölünceye kadar bu böyle sürdü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.