☝📖İbrahimi ﷺ Muhammedi ﷺ Hanif İslam📖☝﷽𐰃𐰠𐰯☝📖المحمدية☝Muhammediyye📖☝𐰃𐰠𐰯༺الله أكبر ༻

☝المحمدية☝الاامام سيد محمد هاشمي الموسوي 📖 علي الكتاب و السنة☝

Online Arapça Dersleri Video İzle,Arapça Sarf,Arapça Nahiv Video,Arapça Dilbilgisi Video,Online Arapça dilbilgisi Dersleri,islami ilimler,Kuran tefsiri video izle,islami dini sohbet izle,İslami sorular cevaplar,Muhammediyiz-Arapça Dersleri Temel İslami İlimler-Arapça Dersleri,Online Arapça Dersleri Video,İslami ilimler Video Dersleri,

Apokrif-4-Ezra-Kitabı-oku->Blm-10-Melek Uriel Görümü Açıklıyor

-https://www.muhammediyye.org/-المحمية علي الكتاب و السنة الصحيحة-

Ezra

10 "Ne var ki, oğlum düğün evine girerken düşüp öldü.

2Bu yüz­den hepimiz lambalarımızı söndür­dük. Komşularımın hepsi beni sakin­leştirmeye geldiler. Ertesi günün ge­cesine kadar kederimi kontrol ettim.

3Rahatlamam ve kederimi kontrol et­mem için ettikleri ısrara son verdikle­rinde ayağa kalktım, geceleyin kimse­ye görünmeden, gördüğünüz gibi, bu­raya, bu tarlaya geldim.

4Asla köye geri dönmemeye, burada yemeden iç­meden, ölene kadar, aralıksız yas tu­tup oruç tutmaya karar verdim."

5Bunu duyunca düşüncelerimi bir yana bırakıp öfkeyle kadına şöyle dedim: "Sen bu dünyadaki en akılsız kadınsın.

6Ulusumuzun kederini, bize neler olduğunu görmüyor musun?

7He­pimizin anası Siyon derin sıkıntı ve üzüntü içinde. Sen onun için acı çek­meliydin

8ve hepimizin acısına ortak olmalıydın. Ancak sen kendi biricik oğlun için derin bir keder içindesin.

9Sor toprağa, o sana anlatacaktır. O, kendisinin doğurduğu binlerce kişi için yas tutmak zorundadır.

10Hepimiz baş­langıçta ondan türedik ve daha çok gelecek var. Hemen hemen onun tüm çocukları mahvolmaya gidiyor, onla­rın çok büyük bir kısmı da öldürülü­yor.

11Bu durumda kim daha fazla yas tutma hakkına sahip, o kadar bü­yük sayıları kaybeden toprak mı, yok­sa yalnızca bir kişi için kederlenen sen mi?

12Bana şöyle diyebilirsin: 'Ama benim kederim toprağın acısından fark­lıdır. Ben acı ve sıkıntıyla doğurdu­ğum kendi rahmimin meyvesini kay­bettim.

13Buna karşın, şimdi canlı olan çok büyük sayıdaki insanın kayboluşu yeryüzüne gelişleri gibi sadece bir do­ğa kanunudur.'

14Benim buna yanı­tım şudur: Acılarının pahasına sen bir anne oldun. Ancak aynı şekilde, top­rak da daima insanoğlunun annesi oluyor, Yaratıcısı'na meyve veriyor.

15"Bu yüzden kederini kendine sak­la, talihsizliklerine cesaretle katlan.

16Eğer doğru biri olarak Tanrı'nın buy­ruğunu kabul edersen, zamanla oğlu­nu geri alırsın. Kadınlar arasında da onurlu bir ad kazanırsın.

17Şu halde, köyüne ve kocana geri dön."

18"Hayır, dönmeyeceğim" diye ya­nıtladı, "Köye geri dönmeyeceğim, bu­rada kalıp öleceğim."

19Ancak ben onunla tartışmayı sür­dürdüm:

20"Söylediğini yapma" de­dim, "Siyon'un talihsizliğini görüp ikna ol, Yeruşalim'in sıkıntısına ba­kıp kendini sakinleştir.

21Gördüğün gibi tapınağımız yıkıldı, sunağımız yerle bir edildi.

22Arplarımızın teli yok, ezgilerimiz susturuldu, neşeli ba­ğırışlarımız kesildi. Kandilimizin ışığı sönük, Antlaşma Sandığı ganimet ola­rak alındı. Kutsal kaplar kirli, Tanrı tarafından bize verilen ad onurunu yi­tirdi. Yöneticilerimize utanç verici bir şekilde davranıldı, kâhinlerimiz canlı canlı yakıldı, Levililer tutsak alındı. Bakire kızlarımız tecavüze uğradı, ka­rılarımızın ırzına geçildi. Dindar er­keklerimiz kaçırıldı, çocuklarımız yüz­üstü bırakıldı, gençlerimiz köleleştirildi, güçlü savaşçılarımız zayıf düştü.

23Hepsinden en kötüsü, Tanrı'nın ken­di mührü ile önceden onayladığı Siyon ceza olarak görkemini yitirdi ve şimdi düşmanımızın ellerinde.

24Şu halde, kendi sıkıntını üstünden at, acı­nı tümden bir kenara bırak. Güçlü Olan sana lütfunu ve sevgisini göstersin. Yü­ce Tanrı sana bu sıkıntılarından sonra rahatlık ve huzur versin!"

25Ben kadınla konuşuyorken, bir­den bire onun yüzünün aydınlanmaya başladığını gördüm. Çehresi şimşek gibi parladı, ondan ürküp korkuyla bü­züldüm.

26Bunun ne anlama geldiğini merak ederken, o aniden yeryüzünü sallayan yüksek bir ses çıkarıp kor­kunç bir çığlık attı.

27Baktığımda ar­tık bir kadın yoktu, ama büyük, yek­pare temeller üzerine kurulmuş, bit­miş bir kent gördüm. "Beni daha önce ziyaret eden melek Uriel nerede?

28Bü­tün umutlarımı darmadağın eden, tüm dualarımı boşa çıkaran bu şaşkınlığın içine düşmüş olmam onun işidir" di­yerek korkuyla, yüksek sesle bağır­dım.

Melek Uriel Görümü Açıklıyor


29Beni daha önce ziyaret eden me­lek belirdiğinde hâlâ konuşuyordum.

30Beni gördüğünde kendimden geç­miş bir halde, bilinçsizce toprağın üze­rinde ölü gibi uzanmıştım. Sağ elim­den beni kavradı, önümde dimdik di­kilip beni ayaklarımın üzerine kaldır­dı.

31"Sorun nedir?" diye sordu, "Ne­den yıkıldın? Zihnini altüst edip seni kendinden geçiren neydi?"

32"Senin beni terk edip yalnız bırakmış olman­dır" diye yanıtladım, "Bana söyledik­lerini yaptım, tarlaya geldim. Burada görmüş olduğum şeylerse anlatma ye­teneğimin çok ötesinde."

33"Bir adam gibi ayağa kalk, sana açıklayacağım" dedi.

34"Söyle efendim" dedim, "Sadece beni yüzüstü bırakma ve beni tatmin ol­madan ölüme terk etme.

35Çünkü gör­düklerim ve duyduklarım kavrayışımın ötesindedir.

36Yoksa hepsi birer hayal  ya da düş mü? Gördüklerim ve duyduklarım bir hayal ya da düş de­ğilse,  kesinlikle  kavrayışımın  ötesindedir.

37Yalvarırım sana efendim, gördüklerimin anlamını bana açıkla."

38"Seni ürküten şeylerin anlamını sana açıklarken dinle beni" diye ya­nıtladı melek, "Çünkü yüce Tanrı sa­na bir çok sırrı açıkladı.

390, senin suç­suz yaşamını, kendi halkın için dur­madan çektiğin sıkıntıyı ve Siyon için duyduğun derin acıyı gördü.

40Işte gör­düğün görümün anlamı:

41Kısa bir sü­re önce yaslı bir kadın gördün ve onu avutmaya çalıştın. Şimdi artık o kadı­nı görmüyorsun, ancak tamamen ku­rulmuş bir kent görüyorsun,

42Kadın sana oğlunu yitirdiğini söyledi.

43Açık­laması şudur:

44Gördüğün kadın, bi­naları ile birlikte kent olarak gördü­ğün Siyon'dur.

450, sana otuz yıldır çocuksuz olduğunu söyledi. Öyledir, çünkü 3000* yıldır Siyon'da hiç kur­ban sunulmamıştır.

* Bazı eski metinler "3000 yıl", Latince "Üç yıl''

463000 yıl sonra Süleyman kenti kurdu, kurbanlar sun­du. Bu da kısır kadının oğlunu doğur­duğu zamanı  simgeler.

47Çocuğunu büyütürken çok büyük acılar çektiğin­den söz etti. O da Yeruşalim'in yerle­şime açıldığı dönemdir.

48Daha sonra sana, oğlunun düğün odasına girdiği günkü ölümü ile ortaya çıkan büyük kaybından dolayı duyduğu acıyı an­lattı. O da Yeruşalim'in ansızın yıkılı­şını simgeler.

49Acısı nedeniyle avut­maya çalıştığın oğlu için yas tutan kadın olarak gördüğün görümden al­man gereken vahiy budur.

50Senin iç­ten acını, kadın için yürekten hissettiğin şefkati gören yüce Tanrı şimdi sa­na onun parlak görkemini ve güzelli­ğini gösteriyor.

51İşte sana hiçbir evin dikili olmadığı bir tarlada oturmanı söylemiş olmamın nedeni

52yüce Tan­rı'nın sana bu görümü yollamaya ni­yetli olduğunu bilmemdendir.

53Her­hangi bir binanın temeli atılmamış olan bu tarlaya gelmeni söylememin nede­ni,

54yüce Tanrı'nın açıklayacağı ken­tin kurulacağı yerde insanın yapmış olduğu hiçbir binanın ayakta kalama­yacak olmasındandır.

55"Bunun için hiç korkma, Ezra, tit­reyen yüreğini rahatlat. Gözlerinde he­nüz tümünü görecek güç varken kente git ve binaların görkemini gör.

56Daha sonra, sen ancak kulaklarının duy­ma gücü kadar işitebileceksin.

57Sen, başka bir çok insandan daha fazla kut­sanmış birisin. Çok az kişi senin gibi, yüce Tanrı'yla birlikte anılan bir ada sahiptir.

58Yarın akşama kadar bura­da kal.

59Yüce Tanrı sana görümde yeryüzünün son günlerinde üzerinde yaşayanlara yapmayı tasarladıklarının görüntülerini gösterecek." Bana söy­leneni yapıp o gece ve ertesi gün ora­da uyudum.


Apokrif-4-Ezra-Kitabı-oku->


Apokrif-4-Ezra-Kitabı-oku->Blm-10-Melek Uriel Görümü Açıklıyor Rating: 4.5 Diposkan Oleh: ☝الاامام سيد محمد هاشمي الموسوي☝المحمية

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.