Ezra
Tanrı Dünyanın Sonunu Getiriyor
6 O bana, "Bu yeryüzünün başlangıcını düşün" dedi, "Dünyanın kapıları henüz kurulmamış, hiç rüzgar yok ve esmiyor,
2hiç gök gürlemiyor, hiç şimşek çakmıyor. Cennetin temelleri henüz atılmamış,
3ne de onun görülecek hoş çiçekleri var! Ne yıldızları hareket ettiren güçler yerleştirilmiş, ne de sayısız melekler ordusu toplanmış.
4Ne havanın uçsuz bucaksız alanı kurulmuş, ne de göğün katmanlarının adları belirlenmiş. Siyon henüz Tanrının ayağını koyacağı basamak olarak seçilmemiş.
5Bugünkü çağ henüz planlanmamış, günahkârların düzenleri henüz yasa dışı kabul edilmemiş. Sadakat hazinesinde biriktirilenlerin üzerine Tanrı'nın mührü de basılmamış.
6Bu konuda düşündüm. Bütün evren tamamen benim, yalnızca benim yüzümden yaratıldı. Aynı şekilde, tamamen benim, yalnızca benim yüzümden de son bulacak."
7Meleğe sordum: "Çağları bölen süreleri anlat bana. Ne zaman ilk çağ biter ve sonraki başlar?"
80, "Süre İbrahim ve İshak'ın arasındaki süreden daha büyük olmayacak" dedi, "Çünkü Yakup ve Esav onun soyunun çocuklarıydı. Doğumları sırasında Yakup'un eli Esav'in topuğunu sımsıkı kavrıyordu.
9Esav ilk çağın sonunu, Yakup ise gelecek çağın başlangıcını temsil ediyor.
10Bir insanın başlangıcı elinde, sonu ise topuğundadır. Topuk ve el arasında herhangi bir ara süre arama Ezra."
Sonun Belirtileri
11"Efendim, üstadım" dedim, "Eğer gözünüzde lütuf buldumsa,
12 bir kısmını bir önceki gece bana gösterdiğiniz belirtilerin sonuncusunu da bana bildiriniz."
13"Ayaklarını yükselt" diye yanıtladı, "Yüksek sesle çınlayan bir ses işiteceksin.
140 konuşmaya başladığında,
15eğer durduğun yeri titretir ve sarsarsa korkma. O sonu anlatır ve yeryüzünün temelleri anlayacak ki, o kendilerinden söz ediyor.
16Onlar titreyip sarsılacaklar, çünkü biliyorlar ki, sonunda mutlaka şekillerini değiştirecekler."
17Bunu işittiğimde ayaklarımı yükseltip dinledim, ses konuşmaya başladı. Onun sesi, çağlayan suların sesi gibiydi. Şöyle diyordu:
18"Yeryüzünde yaşayanları yargılamaya geleceğim zaman yaklaştı.
19Günahkârların kötülüklerini araştıracağım zaman,
20Siyon'un aşağılanmasının son bulacağı zaman, geçip giden çağın üzerine mührün basılacağı zaman... Sonra bu belirtileri yerine getireceğim: Göğün gözü önünde kitaplar açılacak, herkes aynı anda onları görecek.
21Yalnızca bir yaşında olan çocuklar bile konuşabilecek, hamile kadınlar üç dört aylık bebeklerini erken doğuracak. Onlar yaşayacak, atlayıp zıplayacaklar.
22Ekilen tarlaların birden bire ekilemez oldukları görülecek, dolu ambarların aniden boşaldıkları farkedilecek.
23Yüksek sesli, şiddetli bir boru sesi olacak, işiten herkesin kalbinde dehşetli bir korku esecek.
240 zaman arkadaşlar, sanki düşmanlarıymış gibi dostlarıyla savaşacaklar, yeryüzünde yaşayanlar dehşete kapılacak. Üç saat boyunca akan ırmaklar duracak.
25"Bütün bunlardan sonra her kim geriye kalırsa, önceden bana haber verildi ki, o korunacak, getirdiğim kurtuluşu, benim dünyamın sonunu görecek.
26Onların hepsi, ölümü hiç bilmeksizin cennete alınan insanları görecek. Daha sonra yeryüzündeki insanlar kalplerinde bir değişim hissedecek ve daha iyi düşünecekler.
27Kötülük tamamen yok edilecek,
28hile, yalan ortadan kaldırılacak. Buna karşın doğruluk, sadakat gelişecek. Ahlak bozukluğunun, çürümenin hakkından gelinecek. Şimdiye kadar meyvesiz olan gerçek aydınlığa çıkacak."
29Ses benimle konuşuyorken ayağımın altındaki zemin titremeye başladı. Sonra melek bana şöyle dedi:
30"Bunlar sana bu gece getirdiğim vahiylerdir.
31Eğer bir kez daha dua edip yedi gün oruç tutarsan, sana daha büyük şeylerden söz etmek için geri geleceğim.
32Çünkü yüce Tanrı sesini duydu. Güçlü Olan bütün yaşamın boyunca gösterdiğin paklığı ve erdemi görüyor.
33Beni sana, tüm bu vahiylerle ve şu mesajla göndermesinin nedeni de budur: 'Kendine güven, hiç korkma.
34Şimdi bu çağda yararsız düşüncelere kaygı ve aceleyle dalma. Sonra en son çağ geldiğinde aceleyle hareket edemeyeceksin.' "
Üçüncü Görüm
35Hemen uyandım, önceki gibi aynı biçimde yedi gün oruç tuttum. Böylece bana söylenen üç hafta tamamlandı,
36Sekizinci gece yine yürekten tedirgindim, yüce Tanrı'yla konuştum.
37Düşüncemde büyük ızdırap içindeydim.
38Şöyle dedim: "Ey Rabbim, yaratılışın başlangıcında sen sözü söyledin. İlk gün dedin ki, 'Gökyüzü ve yeryüzü olsun!' ve sözün yerine geldi.
390 zaman havada dolaşan ruhlar oradaydı, karanlık ve sessizlik her yeri doldurmuştu, insan sesine benzer hiçbir ses yoktu.
40Sonra sen, o zamandan bu yana yapmış olduğun işlerini görünür kılması için ışığa koruma odalarından dışarı çıkmasını buyurdun.
41İkinci gün gökkubbenin meleğini yaratıp ona bir parçası yukarıda, diğeri de aşağıda kalacak şekilde, suların arasını bölen engeller yapmasını buyurdun.
42Üçüncü gün sulara yeryüzünün yedinci kısmında toplanmalarını buyurdun, öbür altı kısmı ise kuru toprak yaptın, Ondan bir kısmı senin hizmetine ekilip sürülmek için ayrıldı.
43Söz ağzından çıkar çıkmaz bir anda işi bitirdi.
44Anında çok sayıda arzulanabilecek çeşitli tatlarda, bereketli, değişik renkli, harika kokulu meyveler oluştu. Bunlar üçüncü gün oldu.
45Dördüncü gün buyruğunla tüm parlaklığı ve görkemiyle güneşi, ayı ve özenle yerleştirilmiş yıldızları yarattın.
46Onlara, yakında yaratacağın insana hizmet etmelerini buyurdun.
47Beşinci gün suların toplanmış olduğu yedinci kısma, yaşayan yaratıkları, kuşları ve balıkları oluşturmasını buyurdun.
48Böylece buyruğuna uyarak durgun ve hayatsız su canlı yaratıkları meydana getirdi. Öyle ki, uluslar senin harika işlerini övsün.
49Daha sonra sen iki yaratığı ayırdın, birine Behemot, öbürüne de Livyatan adını verdin.
50Suların toplandığı yedinci kısım her ikisini birlikte barındıramayacağı için onları ayrı yerlere yerleştirdin.
51üçüncü gün kuru yapmış olduğun toprağın bir kısmını -binlerce tepesi bulunan ülkeyi- kendi ülkesi olarak Behemot'a verdin.
52Livyatan'a ise yedinci kısmı, suları verdin. Onları arzu ettiğin zaman istediğin kişilerin yemesi için sakladın.
53Altıncı gün yeryüzüne senin için sığırlar, vahşi hayvanlar ve sürüngenler var etmesini buyurdun.
54İşlerini tamamlamak için Adem'i yarattın, ona yarattığın her şeyin üzerinde egemen olma yetkisini verdin. Adem'den bize kadar hepimiz senin seçilmiş halkın, onun soyunun çocuklarıyız.
55"Ey Rabbim, tüm yaratılış öyküsünü ezbere sayıp döktüm.'Çünkü demiştin ki,
56sen bu dünyayı bizim uğrumuza yarattın. Adem'in soyundan gelen ulusların geri kalanı önemsiz, onlar bir tükürükten daha değerli değiller. Tümünün sayısı kovadan akan bir damladan daha fazla değil.
57Ey Rabbim, ancak o değersiz kabul edilen uluslar bugün bizi yönetiyor ve yiyip yutuyor.
58Biz, senin halkın -senin ilk doğanın, senin oğlun, senin destekleyicin, senin en çok sevdiğin halkın- onların eline teslim edildik.
59Dünya gerçekten bizim için mi yaratıldı? O halde neden bizler bizim dünyamızda egemenliği alamıyoruz? Bu ne kadar daha böyle sürecek?"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.