Cevap: Kur'an-ı Kerim Allah'ın kelamı, dininin esası, Allah'ın sağlam ipi, apaçık nurudur. Kur'an'ı önder ve rehber edinmek ve gücü yettiğince onu okuyarak üzerinde düşünmek veya dinleyerek tefekkür etmek her müslümanm görevidir. Hz. Peygamber'in (s.a) bize haber verdiğine göre Kur'an okumasından dolayı kişi rabbinin sevabına nail olur. Ağzından çıkan Kur'an'm her bir harfi sebebiyle yaratıcısı tarafından bir sevapla mükafaatlandırılııv
Müslümana yakışan şey, Kur'an'ı işittiği zaman en güzel edep, yöneliş ve ihtimam tavrı içinde bulunmaktır. Allah Teâlâ A'raf sûresinde şöyle buyuruyor:
Kur'an okunduğu zaman ona kulak verin, dinleyin ki merhamet olunasımz. (A'raf/207)
Kulak vermek ancak bir niyet ve kasıtla olur. Dinlemek ise işitenin işittiğini gereğince düşünebilmesi için susması ve sukut etmesidir.
Rasûlullah (s.a) Abdullah ibn Mes'ud'a (r.a) şöyle dedi:
- Bana Kur'an oku!
- Ey Allah'ın Rasûlü! Bu Kur'an sana inip dururken ben mi sana okuyacağım?
- Evet, onu başkasından dinlemek hoşuma gider.
Bunun üzerine İbn Mes'ud Nisa sûresinden okumaya başladı. Nihayet: "Her ümmete bir şahit getirdiğimiz ve ey Muhammed, seni de bunlara şahit getirdiğimiz vakit durumları nasıl olacak?" (Nisa/41) âyetine geldiği zaman Hz. Peygamber: "Artık yeter" dedi.
Abdullah ibn Mes'ud (r.a) bir de baktı ki Hz. Peygamber'in gözlerinden yaşlar dökülüyor. Bu, üzüntüsünün şiddetinden kaynaklanıyordu.
Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur:
Kur'an-ı Kerim'i, kalpleriniz onun üzerinde ittifak ettiği zaman okuyun. Eğer Kur'an'da ihtilafa düşerseniz kalkın (dağılırı.)
İbn Kesir'in ifade ettiğine göre bu hadisin manası şudur: Hz. Peygamber ümmetine yol gösteriyor ve onları yoğun ve kafaları başka şeylerle meşgulken değil, kalpleri Kur'an okumada ittifak halindeyken okumaya teşvik ediyor. Çünkü ancak o zaman maksat hasıl olur.
Buradan anlaşılıyor ki bir müslümanm Kur'an-ı Kerim'i düşünerek ve tam bir sükunet ve saygı içinde sessizce dinlemesi gerekir.
Fakat bu, Kur'an-ı Kerim'i dinlerken konuştuğu için bir insanın mürtet olmasını gerektirmez. Kur'an okunurken konuşan kişi, şüphesiz hata işlemiş, Kur'an'm yüceliğine ve büyüklüğüne layık olmayan bir tavır takınmıştır. Fakat bu, Allah korosun kişiyi dinden çıkarma
noktasına getirmez.
Bir müslümanm ezanı da dinlemesi, müezzinin söylediklerini tekrar etmesi ve müezzin "Hayye alessalah ve hayye ale'l-felah" dediği zaman da "la havle velâ kuvvete illâ billah" demesi gerekir. Sadece başka bir vâcible meşgulken bunları söylemeyebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.