Sorularla islamiyet-19->Cevap: Allah Teâlâ Bakara sûresinde şöyle buyurmaktadır:
"Ey Âdem! Sen ve eşin (Havva) beraberce cennete yerleşin; orada kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde cennet nimetlerinden yeyin; sadece şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kötülük eden zâlimlerden olursunuz" dedik. Şeytan her ikisinin de ayağını kaydırttı, onları bulundukları yerden çıkardı, onlara: "Birbirinize düşman olarak inin, yeryüzünde bir müddet yerleşip geçineceksiniz" dedik. Adem, rabbinden bir takım ilhamlar aldı ve derhal tevbe etti. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır. (Bakara/35-37)
Bu âyetin anlamı şudur: Allah Teâlâ Hz. Adem'e ve eşine cennette yerleşmelerini, oradaki meyve ve nimetlerden yararlanmalarını emretti; muayyen bir ağaçtan yemelerini yasakladı ve bu ağaca yaklaşmalarının zulüm olacağını onlara bildirdi. Fakat şeytan onları cennetten çıkardı, ya da yasaklanan bu ağaç sebebiyle onların ayağını kaydırdı ve içinde bulundukları nimet yurdundan dışarı çıkardı. Sonra Hz.
Âdem Allah'ın kendisine ilham ettiği kelimelerle rabbine tevbe ve istiğfar etti. Allah da tevbesini kabul etti ve ona tekrar lütuf ve rahmetini bahşetti. Çünkü Allah Teâlâ tevbeleri kabul edendir. Onlar bir kul olarak günah işleyip tevbe etmişler, Allah da tevbelerini kabul etmişti. Çünkü Allah Teâlâ tevbeyi pek çok kabul edendir ve çok merhametli olandır.
Allah Teâlâ bu meyvenin cinsini bildirmemiştir. Bizim de bu meyvenin belirlenmesi konusunda bir şey söylememiz gerekmez. Biz sadece bunun bir hikmet gereği olduğunu biliriz. Belki de bu ağacın özellikleri içinde onların bir halden başka bir hale geçişlerine sebep olan bir şey vardı. Belki de ondan yernek zararlı idi veya bu yasak, kendisine zarar getirecek bir mâsiyet de olsa insandaki herşeyi merak etme ve araştırma temayülünü ortaya çıkarmak için Allah'ın bir imtihanıdır.
Bazı müfessirler şöyle diyorlar: Bir ağaç hariç bütün cennet meyveleri onlar için mubah kılınmıştı. Belki de bu meyve, dünya hayatında mutlaka bulunması gereken yasak mefhumuna işaret ediyordu. Yasak olmasaydı iradenin bir anlamı olmazdı. İrade sahibi insanla, güdülen bir hayvan birbirinden ayırdedilemezdi. İnsanın verdiği sözü ve bağlı olduğu şartı yerine getirmedeki sabrı ölçülemezdi. O halde irade bir kavşak noktasıdır (mihenk taşıdır).
بسم الله الرحمان الرحيم
الحمد لله رب العالمين وحده لا شريك له و محمد رسول الله لا رسول و لا نبي بعده و الصلاة و السلام علي آله واهل بيته و اصحابه و امته اجمعين
Sitemizde yeralan çalışmalarımız;başta yüce kitabımız Kur'anı Kerim olmak üzere,temel İslami kaynakların anlaşılmasına yardımcı olmak üzere hazırlanmıştır.Bu çalışmalarda bizlerden ilgisini,yardım ve desteğini esirgemeyen kardeşlerimizden ve cümle müslümanlardan. Allah razı olsun.
- اعوذ بالله من الشيطان الرجيم
بسم الله الرحمان الرحيم
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ أَطِيعُواْ اللّهَ وَأَطِيعُواْ الرَّسُولَ وَأُوْلِي الأَمْرِ مِنكُمْ فَإِن تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللّهِ وَالرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلاً
Ya eyyuhallezine amenu ediullahe ve ediur resule ve ulil emri minküm, fe in tenaza'tum fi şey'in fe rudduhu ilallahi ver resuli in küntüm tü'minune billahi vel yevmil ahir. Zalike hayrun ve ahsenu te'vila.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.