Sorularla islamiyet-19->Cevap: Kur'an-ı Kerim kurtuluşun ve hüsrana düşmemenin yolunu göstererek şöyle buyurmuştur:
Asra yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır. (Asr/1-3)
Sure de geçen Tevâst kelimesi karşılıklı tavsiye ve nasihatte bulunmak, iyilik ve hayra çağırmak, kötülük ve günahtan sakınmak demektir. İnsan hakka ve hakikati gösterebilecek güce ve yeteneğe sahip olduğu müddetçe bu tür karşılıklı tavsiye ve nasihatleşmeler herkes arasında olmalıdır. Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurur:
Din nasihattir.
Nasihat, halkı da münevverleri de kapsar.
Buradan anlıyoruz ki evladın, babasına iyilik ve hayrı tavsiye etmesi caizdir. Nitekim babanın da evladına bunu yapması caizdir.
Kur'an-ı Kerim, evladın, babasına yaptığı bir nasihat tablosunu bizlere arzeder. Meryem sûresinde İbrahim'in (a.s) babasına öğüt verdiğini görürüz. Kur'an-ı Kerim bunu şöyle tasvir etmektedir:
Ey Muhammedi Kitapta İbrahim'e dair anlattıklarımızı da hatırla; şüphesiz o sadakat/doğruluk ve samimiyet sahibi bir peygamber idi. Babasına şöyle demişti: "Babacığım! İşitmeyen, görmeyen ve sana bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun? Babacığım! Doğrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Bana uy, seni doğru yola eriştireyim. Babacığım! Şeytana kulluk etme. Çünkü şeytan Rahman'a baş kaldırmıştır. Babacığım! Doğrusu sana Rahman katından bir azabın gelmesinden korkuyorum ki böylece şeytanın dostu olarak kalırsın." Babası: "Ey İbrahim! Sen benim ilahlarımdan yüz çevirmek mi istiyorsun? Bundan vazgeçmezsen mutlaka seni taşlarım; uzun bir süre benden uzaklaş git!" dedi. İbrahim şöyle cevap verdi: "Sana selam olsun. Senin için rabbimden mağfiret dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı çok lütufkardır. Sizden de, Allah'ın dışındaki taptığınız şeylerden de uzaklaşır, rabbime yalvarırım. Rabbime yalvarışımda mahrum kalmayacağımı umarım." (Meryem/41-48)
Biz burada Hz. İbrahim'in sapık babasına nasihat ettiğini, ona Rahman'ın yoluna uymasını ve şeytanın yolundan uzak durmasını emrettiğini görüyoruz. Çünkü İbrahim'e rabbinden vahiy ve ilim gelmişti. Babası ise bu ilmin câhiliydi. Hz. İbrahim'in bu nasihat ve irşadında yumuşak, hikmetli/akıllı ve ağırbaşlı bir metot izlediğini, sertlik ve zorlamaya başvurmadığını, edep ve güzel davranıştan ayrılmadığını görüyoruz.
Kur'an-ı Kerim bize başka bir davranış örneği daha verir. Bu örnekte ise bir ebeveynin evlatlarına öğüt verdiğini, isyanda ve büyüklük
taslamada ısrarcı olduğu takdirde Allah'ın azabına uğrayacağını söyleyerek korkuttuklarını görürüz. Ahkaf Sûresinde Allah Teâlâ bu konuyla ilgili olarak şöyle buyurur:
Ana ve babasına: "Öf be size! Benden önce nice nesiller gelip geçmişken, beni mi tekrar dirilmekle tehdit ediyorsunuz?" diyen kimseye, ana ve babası Allah'ın yardımına sığınarak: "Yazıklar olsun sana! İman et. Allah'ın vaadi gerçektir" dedikleri halde o: "Bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir" der. (Ahkaf/17)
İşte böylece Kur'an mantığının bizi babaların evlatlarına, evlatların da babalarına öğüt verebilecekleri anlayışına götürdüğünü görüyoruz. Öğüt ve nasihat verebilecek durumda olan herkes bu işi yapmalıdır. Al-i İmran sûresinde de şöyle Duyuruluyor:
Siz, hayra çağıran, iyiliği emredip, kötülüğü meneden bir topluluk olun. İşte kurtuluşa erecek olanlar böyleleridir. (Âl-i İmran/104)
Fakat bir evlat babasına öğüt verirken bunu hikmetle ve en güzel şekilde yapmalıdır.
Ve yine İsra süresindeki şu âyeti de örnek olarak verebiliriz:
Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa öf! bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle. Onlara acıyarak alçak gönüllülükle üzerlerine kanat ger ve "Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştir-mişlerse şimdi de sen onlara öyle merhamet et" de! (İsra/23-24)
Lokman Sûresinde de ebeveynden söz edilmektedir:
Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz ancak banadır. O zaman size yapmış olduklarınızı haber veririm. (Lokman/15)
بسم الله الرحمان الرحيم
الحمد لله رب العالمين وحده لا شريك له و محمد رسول الله لا رسول و لا نبي بعده و الصلاة و السلام علي آله واهل بيته و اصحابه و امته اجمعين
Sitemizde yeralan çalışmalarımız;başta yüce kitabımız Kur'anı Kerim olmak üzere,temel İslami kaynakların anlaşılmasına yardımcı olmak üzere hazırlanmıştır.Bu çalışmalarda bizlerden ilgisini,yardım ve desteğini esirgemeyen kardeşlerimizden ve cümle müslümanlardan. Allah razı olsun.
- اعوذ بالله من الشيطان الرجيم
بسم الله الرحمان الرحيم
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ أَطِيعُواْ اللّهَ وَأَطِيعُواْ الرَّسُولَ وَأُوْلِي الأَمْرِ مِنكُمْ فَإِن تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللّهِ وَالرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلاً
Ya eyyuhallezine amenu ediullahe ve ediur resule ve ulil emri minküm, fe in tenaza'tum fi şey'in fe rudduhu ilallahi ver resuli in küntüm tü'minune billahi vel yevmil ahir. Zalike hayrun ve ahsenu te'vila.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.