Cevap: Ses cihazları iki ağzı olan bir bıçak gibidir. Hayra kullanıldığında hayırlı, şerre kullanıldığında şerli olur. Mesela bir hatibin, bir konuşmacının Allah'ın emirlerini daha iyi duyurmak için bu cihazlardan faydalanması yerinde bir davranıştır.
Bazen bu cihazlar ve mikrofonlar hiç yeri olmayan yerlerde de kullanılıyor. Mesela matem ve taziye yerlerinde olduğu gibi. Matem
sahibi mikrofonların sesini o kadar yükseltiyor ki insanlara işkence vermeye başlıyor.
Daha garibi, komşu olan iki matem sahibinin evlerinde bu cihazların sesleri sonuna kadar açılıyor, adeta matem evleri bu konuda yarışıyorlar. Oysa, Kur'an'ın normal/doğal sesle okunması daha güzeldir.
Hatta bazen bir mahallede dört cenaze oluyor. Cenaze evlerinin tümü de ses cihazları kullanıyor. Öyle ki dinleyici artık bir şey duymuyor. Gürültüden rahatsız oluyor.
Elbette Kur'an okunmalı, ancak Kur'an'ın tertil ile okunması gerekir. Dinlenecek en üstün kelam da alemlerin rabbi olan Allah'ın kelamıdır. Allah (c.c) onun hakkında şöyle buyuruyor:
Ve Kur'an'ı tane tane oku! (Müzemmil/3) Tehdidimden korkanlara Kur'an'la öğüt ver! (Kaf/45)
Bana müslümanlardan olmam ve Kur'an okumam emredildi. (Neml/91-92)
Biz onu, bir hitabe olarak, insanlara dura dura okuyasın diye, (ayet ayet, sure sure) ayırdık; ve onu peyderpey indirdik. (İs-ra/106)
Yani biz onu tafsilatlı bir şekilde indirdik ki, yavaş yavaş insanlara okuyasın. Keşke biz Kur'an'ın sesini bütün dünya insanlarına ulaş-tırabilseydik, ki bu, bizim için bir vecibedir.
Ancak, Kur'an-ı Kerim'i başkasına hikmetli bir üslupla ve cazip bir şekilde ulaştırmalıyız.
Ezan meselesine gelince, ezan bir tür ilamdır. Yani insanlara-vaktinde kılabilmeleri için- namaz vakitlerini bildirmektir. Zira Allah Te-âlâ şöyle buyuruyor:
Çünkü namaz, mü'minler üzerine vakitleri belli bir farzdır. (Nisa/103)
Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a saygı ve bağlılık için de namaz kılın! (Bakara/238)
Hz. Peygamber (s.a) ezanla ilgili şöyle buyuruyor:
Sizin en hayırlınız ezan okusun, Kur'an'ı en iyi okuyanınız da
imamlık yapsın.
Ezan müekked bir sünnettir. Onun vakti namazın vaktidir. Ezan, tatlı ve cazip bir sesle okunmalıdır ki dinleyende bir tesir meydana getirsin. Taciz edici bir sesle ezan okumamak lazımdır. Kur'an-ı Ke-rim'de şöyle buyuruluyor:
Unutma ki, seslerin en çirkini eşeklerin sesidir. (Lokman/19)
Âlimler ezandan sonra yüksek sesle getirilen salat ve selamın bidat olduğunu söylemişlerdir. Bu Rasûlullah'm (s.a) sünnetine kesinlikle muhaliftir. Her ne kadar Allah Rasûlüne salavat getirmek ibadet sayılsa da onu yerinde yapmak lazımdır. Bu konu Üstad Muhammed Abduh'a sorulunca, "Ezandan evvel ve ezandan sonra okunan her şey bidattir" diye cevap vermiştir. Bunun bidat-ı hasene olduğunu söyleyen kişilerin sözüne itibar edilmez. Çünkü ibadetle ilgili bütün bidat-lar kötüdürler.
Hıtaî'ül-Makrizi adlı eserde şöyle deniyor:
Cuma gecelerinde namazdan sonra salat ve selam getirmek, Sala-haddin Abdullah b. Abdullah el-Berlisi zamanında adet haline getirildi. Bu da hicri 760 senesine tekabül ediyor. 791 senesininin şaban ayında es-Salih el-Mansur, Emir Hac zamanında Cuma gecesinde Rasülullah'a getirilen salat ve selamı duyup gelen birtakım insanlara "Bu hoşunuza gitti mi?" diye sordu. Onlar da evet cevabını verdiler.
O gece rüyasında Rasûlullah'ı gördüğünü onun kendisine "Git ve yetkiliye söyle her ezandan sonra bana salat ve selam getirsin" dediğini söyledi.
Bunun üzerine o Kahire'nin yetkilisi olan Necmeddin Muhammed Tanberi'ye gidip şöyle söyledi: "Rasûlulullah (s.a) sana bundan böyle bütün müezzinler ezandan sonra salat ve selam getirsinler diye emretti." Nitekim o günden beri böyle yapılıyor.
Bu iş adamın hoşuna gitti. Cahil adam Hz. Peygamberin vefatından sonra birşey emredemeyeceğini, Allah'ın da dine her hangi bir eklemede bulunmayı haram kıldığını bilmiyordu. Allah şöyle buyuruypr:
Yoksa onların, Allah'ın izin vermediği bir dini getiren ortakları mı var? (Şura/21)
Allah Rasûlü da şöyle buyuruyor: Bidatlardan sakının.
Bundan da anlıyoruz ki, müezzinlerin ezandan sonra okudukları salat ve selam ve makamla okudukları şeylerin tümü bidattir.
Yine âlimler, fecir ezanından önce müezzinlerin teşbih ve istiğfar okumasını da bidat olarak görmüşlerdir. Zira bu, Hz. Peygamber'e muhalefet anlamına gelir. Rasûlullah şöyle buyuruyor:
Bazılarınız neden açıktan okuyor?!
Allah Rasûlü başkalannı şaşırtanlar için böyle bir ikazda bulunduğuna göre, şarkıya benzer şekilde teganniden ve matem sesine benzeyen şeylerden haydi haydi sakındırır.
Ezanı ve Kur'an'ı edeble okumalıyız. Allah şöyle buyuruyor:
İyi anlayan bir toplum için, hükümranlığı Allah'tan daha güzel kim vardır? (Maide/50)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.