Cevap: Müfessirlere göre rahmet (acımak) kalpteki inceliktir. Lü-
gatçılara göre rahmet kelimesi rahm'dan geliyor. Ancak Allah'ın sıfatı olarak rahmet, bu manada değildir.
Merhametin, insanda bir zaaf olduğunu iddia edenlere katılmamız mümkün değildir. Zira bu, şefkat ve merhametin manasını çarpıtmaktır. Aklın ve İslâm'ın takdir ettiği merhamet, muktedirken gösterilen merhamettir, acizin gösterdiği merhametin bir kıymet-i harbiyesi yoktur.
Bazılarının Hristiyanlık'ın merhamet dini olduğunu iddia ettiklerini duyuyoruz. Oysa, merhamet dini denmeye en layık din, İslâm'dır. Kur'an-ı Kerim'e baktığımızda, rahmet kelimesinin yüzlerce yerde zikredildiğini görürüz. Rahmet kelimesini Allah bizzat kendisi için kullanmıştır. Sure başlarındaki besmelelerde ve Kur'an'ın pek çok yerinde geçen rahman-rahim sıfatları da rahmetin türevlerindendir. Âlimler rahman kelimesiyle rahim kelimesi hakkında şu açıklamayı yapmışlardır: Allah'ın bir sıfatı olarak rahman Allah Teâlâ'nın rahmetinin mü'min-kâfir tüm insanları ve her şeyi kuşatması demektir. Rahim sıfatı ise, mü'minlere has olan bir sıfattır. Bu nedenle Allah onu dünya ve ahirette kendisine sakınanlara has kılmıştır. Yüce Allah şöyle buyuruyor:
Rahmetim ise her şeyi kuşatır. Onu sakınanlara... yazacağım. (A'raf/156)
Allah Kur'an'ı Kerim'i de rahmet olarak vasıflandırıyor:
Biz, Kur'an'dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, mü'minler için şifa ve rahmettir. (İsra/82)
Yine Allah, Rasûlünün de alemlere rahmet olduğunu ifade buyuruyor:
Ben seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdim
Andolsun size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O size, çok düşkün, mü'minlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir. (Tevbe/128)
Yüce Allah mü'minleri de, kendi aralarında merhametli olmakla vasıflandırıyor:
Muhammed Allah'ın elçisidir, beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. (Fetih/29)
Zikrettiğimiz bu ayetlerden de anlaşılıyor ki İslâm, rahmet dinidir. Yine Kur'an'da ebeveyn ile evlat arasında olması gereken merhametten de şöyle bahsediliyor:
Onları esirgeyerek alçak gönüllülükle üzerlerine kanat ger ve "Rabbim (küçüklüğümde) onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi sen onlara (öyle) rahmet et!" diyerek dua et! (İsra/24)
Kur'an'da tavsiye edilen şefkat ve merhametin canlı örneği Hz. Peygamber'dir. İslâm'ın yayılmasının en büyük amillerinden biri budur. Rasûlullah şöyle buyurmuştur:
Ben lanet edici olarak değil, rahmet olarak gönderildim.
Yukarda da ifade ettiğimiz gibi, Hz. Peygamber bir merhamet sembolüydü. Öyle ki namaz kıldırırken bir çocuğun ağlamasını duyduğunda -annesinin onunla ilgilenmesi için- namazı hafif tutardı.
Hz. Peygamber yalnız insanlara değil, hayvanlara da şefkat ve merhametle muamele ederdi. Hepimiz Rasûlullah'ın şu meşhur hadisini biliyoruz:
Bir kadın hapsettiği bir kedi yüzünden cehenneme gitti.
Yine Rasûlullah, susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeğe su veren günahkâr bir adamın, aynı durumdaki bir köpeğe su veren bir fahişenin, bu davranışı nedeniyle affedildiğini bildiriyor.
Yine yavrularını aldıkları için çığlık atan serçeyi gören Hz. Pey-gamber'in ne kadar üzüldüğünü ve "Bunu kim ürküttü, hemen yavrularını getirip yerine koyun!" dediğini hepimiz biliriz.
Rivayetlere göre Bilal'in, esir iki kadını savaşta öldürülen yakınlarının cesetleri yanından geçirdiğini gören Rasûlullah Bilal'e şöyle dedi: "Ey Bilal! Şefkat senin kalbinden çıkarılmış mıdır ki bu kadınları ölülerinin yanından geçiliyorsun."
Hz. Peygamber'in çocukları okşayıp öptüğünü gören bir bedevî, "Benim birçok çocuğum var, daha hiç birini okşayıp öpmüş değilim" dediğinde, Rasûlullah ona şöyle dedi:
Allah senin kalbinden şefkati çekip almışsa ben sana ne yapabilirim ki?
Allah Rasûlü (s.a) şefkat ve merhamete teşvikte bulunduğu gibi, bunu fiilen de gösterip örnek olmuştur. Allah Rasûlü şöyle buyuruyor:
Merhamet edenlere rahman olan Allah da merhamet eder.
Siz yerdekilere merhamet ediniz ki göktekiler de size merhamet etsin.
Merhamet etmeyene merhamet edilmez.
Küçüklerimize acımayan, büyüklerimize saygı duymayan bizden değildir.
Şefkat, ancak şakilerden kaldırılır.
Gerçek mü'minlerin vasıfları hakkında Rasûlullah şöyle buyuruyor:.
Mü'minler tek bir vücuda benzerler. Organlardan biri rahatsızlanırsa, bütün vücut rahatsız olur.
"Seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdim" ayetinin tefsirinde iki görüş vardır. Birinci görüşe göre "Alemlere rahmet" olmasının manası, Rasûlullah'ın mü'minlere de kâfirlere de rahmet olmasıdır. Bu rahmet mü'minleri dünyada iyiye yönlendirme, ahirette de sevaba nail olmalarına sebep olmakla tecelli eder. Kâfirler için rahmet olması ise, onlardan azabın ertelenmesi şeklinde tecelli etmiştir. Oysa geçmiş milletlerin başına türlü azaplar inmişti. Onlardan kimi yere geçirilmiş, kimi tufanda veya denizde boğulmuş, kiminin başına taş yağdırılmıştır.
İkinci tefsir ve yorum ise şöyledir: Rasûlullah bütün alemlere rahmettir. Yani akıllı ve daveti kabul eden kişiler için bir rahmettir. Hiç kimse kendini, İslâm'a tâbi olmadıkça heva ve sapıklıktan kurtaramaz. Kişi ancak Rasûlullah'ın Allah Teâlâ'dan getirdiklerine yönelir ve onu
bihakkın anlayıp tatbik ederse hayır ve saadete ulaşır, hidayeti bulur. İşte Rasûlullah'ın rahmet olması böyle tecelli eder. O bundan dolayı dünya ve ahiret saadetine bir vesiledir. Ona inanan kişi dünya ve ahi-ret mutluluğuna erer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.