Sorularla islamiyet-10->CEVAP: Bana öyle geliyor ki konuya iki açıdan bakmamız gerekmektedir: a. Dini açıdan b. Siyasi açıdan.
Önce konunun dini açısını ele alalım:
Müslümanlar Hz. İsa'nın öldürülmediği hususunda görüş birliği etmişlerdir. Nitekim Kur'an'da: "(Onlar) onu (Hz. İsa'yı) ne öldürdüler ne de astılar..." (Nisa/157) buyuruluyor.
Fakat Kur'an'ın Hz. İsa'nın öldürüldüğünü ve asıldığını kabul etmemesi, Yahudilerin müstahak oldukları kovulmadan, lanetten, dünya ve âhirette verilecek azaptan temize çıkmalarını gerektirmez. Çünkü onlar peygamberleri öldürmüş, temiz ve bakire Meryem'in rezillik, fahişelik yaptığım söylemiş ve Hz. İsa'nın bu rezilliğin meyvesi olduğunu iddia etmişlerdir. Daha sonra Allah katından peygamber olarak gelen Hz. İsa'yı reddetmişlerdir.
Hz. İsa'yı inkar etmekle de kalmamışlar, ona tuzak kurup aleyhinde entrikalara girişmişlerdir. Entrikalarını olgun başları koparan büyük kimseleri yok eden güçlü, kudretli devlet adamları aracılığı ile işletip sonunda Hz. İsa'yı öldürmeye girişip, bunun için gerekenleri yapmışlardır. Fakat onlarla yapmayı diledikleri şey arasına kendilerinin veya her hangi bir insanın mâni olmayacağı birşey girerek dilediklerini gerçekleştirmeye engel olmuştur.
Bunun anlamı şudur: Eğer suçlarını tamamlamaya fırsat bulup Hz. İsa'ya saldırmaya imkan bulsalardı bu suçu işlemekten geri durmayacaklardı. Her ne kadar araya giren engel sebebiyle ona ulaşmak güç ve kudretleri dışında kalmış iseler de Yahudiler düşünce niyet ve yöneliş
bakımından suçlu olarak vasıflandırılmışlardır.
Eğer sonradan ortaya attıkları belge ile Yahudileri Hz. İsa'nın kanından temizlemek, onu öldürmediklerini isbat etmek istiyorlarsa, önümüzde en yüce kaynak olan Kur'an'dan sonra bir başka belge daha vardır.
Bu belge meşhur bir hristiyan kaynağıdır. Uzunca bir süreden beri basılıp yayınlanmış bulunan bu belge Hz. İsa'nın Öldürülmesi ve asılması hususlarında Kur'an ile uyum içerisindedir. Sözünü ettiğim bu belge Prof. Halil Saâde'nin çevirisini yapıp Reşid Rıza'mn 1907 yılında yayınladığı Barnaba İncili'dir.
Ben bu İncil'deki Hz. İsa'nın öldürülme girişiminin anlatıldığı kısmı okudum. Geliniz birlikte bu kitabın 313. sahifesindeki şu malumatı okuyalım:
Yehuda ile askerler birlikte Hz. İsa'nın olduğu yere yaklaştıklarında, Hz. İsa büyük bir kalabalığın yaklaşmakta olduğunu anladı. Bu sebeple korkarak evin bir kenarına çekildi. (Havarileri oluşturan) onbirler uyuyorlardı.
Hz. Allah kulunun tehlikede olduğunu görünce Cebrail, Mikâil, İsrafil ve Azrail'den oluşan elçilerine Hz. İsa'yı dünyadan çekip almalarını emir buyurdu.
Termemiz melekler gelip Hz. İsa'yı bulunduğu evin güney cephesinde bulunan pencereden alıp göğün üçüncü katma koydular. Hz. İsa burada sonsuza kadar Allah'ı teşbih etmektedir.
Yehuda (ki bu, Hz. İsa'yı askerlere şikayet edip, yerini gösteren haindir) Öfkeli bir şekilde Hz. İsa'nın göğe çekildiği odaya girdi. Hz. İsa'nın talebelerinin (havarilerin) hepsi uyuyorlardı. Hz. Allah bu anda çok ilginç bir şey yarattı: Yehuda'nm konuşması ve yüzü değişerek Hz. İsa'nın bir benzeri olup çıkıverdi. (Hz. İsa'nın talebeleri der ki): Hatta biz Yehuda'nın İsa olduğunu sandık. Yehu-da'ya gelince, o bizi uyandırdıktan sonra hocamızın nerede olduğunu aramaya başladı. Bunun içindir ki biz hayret edip şöyle cevap verdik: '"Efendim, hocamız sensin, bizi unuttun mu?" Yehuda ise gülerek şöyle dedi: "Siz aptal mısınız? Yehuda İskaryut'u tanımıyor musunuz?"
Yehuda bunları söylemekte iken askerler içeri girdiler ve (İsa şeklini almış olan) Yehuda'yı yakaladılar. Çünkü o her yönden Hz. İsa'ya benziyordu. Biz ise Yehuda'nın sözlerini işitip, askerler topluluğunu görünce deliler gibi kaçmaya başladık.
Ketenden bir çarşafa sanlı olan Yehuda'da uyanıp kaçmaya başladı. Onu çarşafından bir asker yakalayınca çarşafı bırakıp çıplak olarak kaçtı. Hz. Allah İsa'nın duasını kabul edip onbir talebesini kötülüklerden kurtardı.
Askerler Yehuda'yı yakalayıp alay ederek kendisini bağladılar. Çünkü o gerçeği söylüyor ve İsa olduğunu inkar ediyordu. Askerler alaycı bir şekilde: "Efendim! Korkmayın, biz seni İsrailoğulla-rı'nın başına kral yapacağız. Ancak kral olmayı red edersin diye
seni bağladık" dediler.
Yehuda (askerlere) şöyle cevap verdi:
Her halde siz çıldırmış olmalısınız. Siz, İsa'yı almak üzere elinizde ışık ve silahlarla sanki bir hırsızı yakalamak üzere geldiniz. Size onun yerini gösteren benim. Şimdi beni kral yapmak için mi bağlıyorsunuz?
Bu sırada askerlerin sabrı taşıyordu. Artık vurdukları tokat ve tekme darbeleri ile Yehuda'yı perişan hale getiriyorlardı. Boynuna ip bağlayarak onu Kudüs'e götürdüler.
Barnaba İncilinde devamla Yehuda'nın Hz. İsa'ya benzeyen görünümü ile Kral ile karşılaşmasını şöyle anlatıyor: "Kral, Yehuda'nın iddialarını duyunca onun aklını kaybettiğini düşündü. Sonunda Yehuda öldürüldü."
Demek ki önümüzde basılı, yayınlanmış meşhur bir hristiyan kaynağına dayanan belge bulunmaktadır. Bu belge Hz. İsa'nın öldürüldügünü ve asıldığını reddetmektedir. Buraya kadar konuyu dini açıdan ele aldık. Meselenin özeti şudur: Yahudiler gerçekte Hz. İsa'yı öldürmemiş ve asmamışlardır. Fakat onlar Öyle bir suç işlemişler ki bu suç gökte ve yerde büyük gürültüler koparmıştır.
Gerçekte (onlar Hz. İsa'yı öldürmediler değil,) kendileri ile Hz. İsa'yı öldürme eylemi arasına giren Allah'ın kudreti (sebebiyle öldürmeye güçleri yetişmediği için öldüremediler.)
Konunun siyasi açısına geliyoruz: Yahudilerin ileri sürdükleri bu belge zeki bir Yahudi tuzağıdır. Onlar bu girişimleri ile Yahudiler ve Hristiyanlardan oluşan bir kitleyi Arablann ve müslümanların karşısına çıkarmak istemektedirler. Sanki Yahudiler, Hristiyanlarla aralarındaki düşmanlığı hafifletmek gayreti içindedirler. Eh, onlar Hz. İsa'yı öldürmediklerine göre Hristiyanların dostudur. Yahudiler bu girişimi şunun için yapıyor: Hristiyanlann bedeninde kanayan yara, İsa'nın öldürülüp asılmış olmasıdır. Bu olayın suçlusu ise Yahudilerdir.
Yahudilerin bu girişimi ile meydana gelecek kutuplaşmanın karşısında bizim durumumuz ne olmalıdır? Bu durum karşısında (müslü-manlar olarak) durumumuz, çeşitli görevleri yerine getirmemizi gerektirmektedir.
Birinci görevimiz, ne önünden ne de arkasından batılın yaklaşmayacağı Kur'an'da sabit olan Yahudilerle ilgili suçları ortaya koymak olmalıdır.
Bana öyle geliyor ki Kur'an-ı Kerim bize Yahudilerin üç durumdan geçtiklerini anlatmaktadır.
Birinci durum ihsan, lütuf ve ikramlara nail oldukları dönemdir.
İkinci durum, yüz çevirip Allah'ın emirlerine karşı gelip, onlara uymadıkları dönemdir.
Üçüncü durum, cezalandırıldıkları dönemdir.
Kur'an'ın bize anlattığına göre Cenab-ı Hak Yahudileri, yaşadıkları zamanın halklarının yükselebilmesi mümkün olandan daha yüksek derecelere yüceltmek istemiş, onları (o zaman) cümle âleme üstün kılmıştı. Onlara sultanlık ve ayrıca on (çeşit) nimet verilmişti. Peki ne oldu?
Bu bol ve geniş, daha önceki toplumlardan ve çağdaşlarından hiç birine verilmemiş olan nimetlere karşı on hata işleyerek cevap verdiler. Sanki her bir nimet, bir isyan ve günah ile karşılanıyordu. Daha sonra bununla yetinmeyip günahlar üstüne günahlar işlediler. Karşı koyma aşamasını ceza aşamasının izlemesi kaçınılmaz idi.
Lütuf ve ihsan ne kadar bol ve geniş olduysa, sapma da o denli büyük ve tehlikeli oldu. O halde ceza da, olabileceğin en şiddetlisi olmalıydı.
Kur'an'da ceza olarak Yahudilerin şekillerinin maymun ve domuza çevrildiğinin bildirilmesi yeterlidir. (Bkz. Bakara/65, Maide/60, A'raf/116). Onların kimisi putperest oldu, Allah'tan bir himayeye ve insanların himayesine sığmmadıkça üzerlerine miskinlik ve zillet damgası vuruldu. (Bkz. Âl-i İmran/112)
Ayrıca Kur'an Yahudilerin Allah'ın gazabına uğradıklarını da bildirmektedir. (Bkz. Bakara/61, Âl-i İmran/112)
İhsan olunan lütuf ve ikram ile, verilen elemli azap arasmdaki bu denge -ki ikisi arasında şiddetli bir karşı koyma vardır- her topluma ibret olmalıdır. Tâ ki başka bir halk, Yahudilerin işlediği hataları ve günahları işlemesinler ve Yahudilere verilen ceza onların başına gelmesin.
Demek oluyor ki birinci görevimiz, Yahudilerin kötülüklerini, günahlarını ve yaptıklarını Kur'an'ın ışığında (kamu oyuna) sunmak olmalıdır.
İkinci görevimiz, Kur'an'ın Yahudilerle ilgili olarak anlattıkları ile Hz. İsa, Hristiyanlar ve doğruluktan ayrılmamış ve iman etmiş rahipler hakkında anlatılanları karşılaştırmaktır. Maide suresi 82. ayeti bir örnek olabilir.
Bu ayette Yahudilerin adı Allah'a şirk koşanlardan önce geçmektedir. Her ne kadar gramer (nahiv) âlimlerinin ifade ettiğine göre Yahudi kelimesi ile müşrikleri ifade eden kelimeler arasındaki vav harfi bir sıra ve takibi gerektirmiyorsa da Yahudilerin başta zikredilmiş olması, şirk koşanlarla birlikte Yahudilerin mü slü m ani ara şiddetli düşman olduklarım ifade eder.
Yahudilerin bu durumu ile ayetin alt tarafında Hristiyanlar hakkında söylenilenleri karşılaştıralım:
Onlar içinde iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da "Biz Hristiyamz" deyenleri bulacaksın. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır ve onlar büyüklük taslamazlar. (Ma-ide/82)
Ayrıca Yahudilerin günahkâr kişiliklerinin korkutucu tasviri, doğru yoldan sapan kibirli kişilikleri ile Kur'an'ın, dünya kadınlarının efendisi Hz. Meryem'i ve başka hiç kimseye verilmemiş ölüyü diriltme, kör ve alacalı kimseleri iyileştirme gibi mucizeler verilmiş olan Hz. İsa'nın kişiliğini anlatışı arasında karşılaştırmalar yapmalıyız.
Üçüncü görevimiz, Yahudilerin yalnız müslümanlara yönelik değil, hristiyanlara yönelik suç ve cinayetlerini de ortaya çıkarmalıyız.
Yahudiler müslümanların iki kıblesinden birincisi ve üçüncü haremleri olan Mescid-i Aksâ'nın bulunduğu toprağı zorbalıkla aldığı zaman sadece müslümanların kutsal yerlerine saldırmakla kalmadılar. Aynı zamanda Filistin'de Hz. İsa'nın beşiğine, Kıyamet Kilisesi'ne ve Beşik Kilisesi'ne de saldırdılar, ki buralarla Hristiyan Arablar şeref duymaktadır.
Hristiyanlan, özellikle Arab olanlarını bilinçlendirmeliyiz. Bu zahiren doğru gibi görünen Hz. İsa'nın öldürülmemiş olması meselesine kanıp Yahudilerin ortaya attığı bu akıma kapılmasınlar.
Çünkü Yahudiler bu söylemleri ile pis bir tuzak peşindedirler. Maksatları Arablann direncini kırmak, Filistin'in geri alınması hususundaki Arab planını geçersiz kılmak ve Filistin'e yabancı olarak gelen Yahudileri geldikleri yere gönderme çalışmasını engellemektir.
Dördüncü görevimiz, Yahudilerin ileri sürdükleri bu belge ortaya çıksa da çıkmasa da bize bir zarar vermeyeceğinden emin olmamızdır.
Zira böyle bir belge ortaya çıkmaz ise Hristiyanlar ile Yahudiler arasındaki düşmanlık devam edecek, dolayısıyla Filistin'in geri alınması eyleminde Hristiyanlar müslümanların yanında yer alacaklar demektir.
Eğer sözü edilen belge ortaya çıkarsa bunu ortaya atanlar belgenin içindeki bilgilerin doğruluğunu itiraf ederlerse, bu Hristiyanlar tarafından "Onlar onu (İsa'yı) ne öldürdüler ne de astılar. Fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi" (Nisa/157) ayeti kabul edilmiş demektir.
En iyi bilen Allah'tır
- Tevhid
- Kur'an
- Sorularla İslam-10.Bölüm
- Sorularla İslam-Bölümler
- ☝📖 المحمية 📖☝
☝https://www.muhammediyye.org/☝
📖-المحمية علي الكتاب و السنة الصحيحة-📖
Öğrencilerimize önemli hatırlatma;
اعوذ بالله من الشيطان الرجيم
بسم الله الرحمان الرحيم
الحمد لله رب العالمين وحده لا شريك له و محمد رسول الله لا رسول و لا نبي بعده و الصلاة و السلام علي آله واهل بيته و اصحابه و امته اجمعين
Kovulmuş şeytandan,Her şeyin yaratıcısı tek rabb,tek ilah,tek gerçek egemen,rahman ve rahim olan Allaha cc sığınırız,her türlü kulluğun,ibadetin,itaatin,faydalı amellerin ve sözlerin tümü sadece ve sadece onun rızası içindir,salatü selam bütün peygamberlerin peygamberi efendimiz,rehberimiz,önderimiz ve örneğimiz Hz Muhammed Mustafa aleyhi efzalussalati vesselama,aline,temiz ehli beytine,davası uğruna savaşan ashabına ve yolunda yürüyen ümmetine olsun.
Sitemizde yeralan çalışmalarımız;başta yüce kitabımız Kur'anı Kerim olmak üzere,temel İslami kaynakların anlaşılmasına yardımcı olmak üzere hazırlanmıştır.Bu çalışmalarda bizlerden ilgisini,yardım ve desteğini esirgemeyen kardeşlerimizden ve cümle müslümanlardan. Allah razı olsun.
📖☝المحمدية علي الكتاب و السنة☝📖☝Muhammediyye☝📖
S.Muhammed Kayaalp El-Haşimi Ks
الامام سيد محمد الهاشمي
Destek olmak isteyen kardeşlerimiz iletişim formundan bize yazınız,Allah razı olsun.S.Muhammed Kayaalp (el-Haşimi) Ks--Arapça Dersleri-İslami Sohbetler-Tevhid-Tefsir-Hadis-Fıkıh-Fetvalar-İrşadlar...↷↷↷↷
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.