Sorularla islamiyet-12->CEVAP: Bu hadis iki şekilde rivayet edilmiştir: Bunlardan birincisi şöyledir:
Kim Kur'an hakkında ilimsiz söz söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın.
İkincisi ise şöyledir:
Kim Kur'an'ı rey ile tefsir ederse cehennemdeki yerine hazırlansın.
Her ikisi de Abdullah ibn Abbas'tan (r.a) rivayet edilmiştir.
Bu hadisten neyin kastedildiğini anlamamız için Kussatü't-Tefsir isimli kitaptaki şu bilgileri iyi düşünmemiz gerekir: Kur'an'ın tefsiri son derece ciddi bir iştir. Çünkü âlemlerin rabbi olan Allah'ın kelamiy-la ilgilidir. Tefsirde sânı yüce olan Allah'tan haber vermek vardır. Şayet bir insandan haber vermek söz konusu olsaydı bu gayet kolay olurdu. Bunun içindir ki seleften pekçokları tefsir yapmaktan korkarlardı. Mesela Mesrûk şöyle derdi:
Tefsirden sakının, zira o, Allah'tan rivayet demektir.
Said ibn el-Müseyyeb'e bir âyetin tefsiri sorulduğu zaman şöyle derdi:
Biz Kur'an hakkında hiç bir şey söylemeyiz.
Şa'bi de şöyle derdi:
Allah'a yemin olsun ki senin sorduğun hiç bir âyet yoktur ki onunla ilgili söylenecek söz Allah'tan bir rivayet olmasın. (Yani Allah'tan rivayette bulunuyormuş durumuna düşmekten nasıl kor-karsam bir âyet hakkında konuşmaktan da o derece korkarım, demek istiyor).
Müsteşrik Goldziher, Mezahib'ut-Tefsiri'l-İslâmî isimli kitabında hicri ikinci asrın başlarında bile tefsirle meşguliyete ürkek ve çekingen bir nazarla bakıldığına dair örneklerin bulunduğunu zikreder. Ancak bu çekingenliğin sadece hakkında bilgi sahibi olmadıkları ve yeterli rivayet ve nakile ulaşamadıkları konularda olduğu da aşikardır. Yukarıdaki hadis de buna göre yorumlanır. O halde bir insanın yeterli bilgisi ve dirayeti olmadan, nüzul sebebine dayanmadan veya Arabça'yı bilmeden, kelâmın anlamlarına ve maksatlarına aşina olmadan tefsir yapmaya cüret etmesi caiz değildir.
Ancak İbn Kesir'in de dediği gibi bu konuda seri ve lügavi yönden bilgi sahibi olan kimsenin söz söylemesine gelince, bunda bir sakınca yoktur. Bu sebeple bazı zamanlar tefsir yapmaktan imtina eden kimselerin başka zamanlarda bu konuda konuştukları ve tefsir yaptıkları rivayet edilmiştir. Aynı kişilerde müşahade edilen bu farklı durumlar arasında bir çelişki yoktur. Çünkü onlar bildikleri konularda konuşmuşlar, bilmedikleri konularda da sûküt etmişlerdir. Her insanın yapması gereken de budur.
Bilmediği konularda sûküt etmesi gerektiği gibi, bildiği şeylerden bir şey sorulduğu zaman da cevap vermesi gerekir. Aşağıda zikredeceğimiz şu hadis de bu duruma işaret ediyor:
Kim kendisine bildiği bir şey sorulur da cevap vermez ve bunu gizlerse kıyamet günü kendisine ateşten bir gem vurulur.
Müfessirlerin piri İbn Cerir et-Taberi ilimsiz olarak Kur'an'ı tefsir etmekten meneden pek çok hadis nakletmiştir. Bu meyanda Abdullah ibn Abbas'ın ve Hz. Ebubekir'in sözünü de zikretmiştir. İbn Abbas şöyle demiştir:
Kim kendi görüşüyle Kur'an'ı tefsir ederse cehennemdeki yerine hazırlansın.
Ebû Bekir Sıddık (r.a) ise şöyle demiştir:
Allah'ın kitabı hakkında kendi görüşümle veya bilmediğim halde konuştuğum zaman hangi arz beni üzerinde taşır ve hangi gök beni gölgelendirir?!
İbn Cerir et-Taberi daha sonra şunları söyler:
Ancak Rasûlullah'ın (s.a) beyanıyla veya ibaresinin delaletiyle bilinebilecek âyetleri bir kişinin kendi görüşüyle tefsir etmesi caiz değildir. Hatta böyle âyetleri kendi kafasından yorumlayan kimse bu yorumunda isabet etse bile kendi görüşüne göre tefsir ettiğinden dolayı hata etmiş demektir. Çünü onun isabet etmesi, kendisinin gerçeği bulduğuna kesin olarak inanan kimsenin isabet etmesi gibi değildir. Sadece zan ve tahminde bulunan kimsenin isabet etmesi gibidir. Allah'ın dini konusunda zan ile konuşan kimse, Allah hakkında bilmeden konuşan kimse demektir. Allah Teâlâ Kitabında kullarına bunu yasaklamış ve şöyle buyurmuştur:
De ki: "Rabbim ancak açık ve gizli fenalıkları, günahı ve haksız yere tecavüzü, hakkında hiç bir delil indirmediği şeyi Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır." (A'raf/33)
O halde ancak Rasûlullah'ın (s.a) beyanıyla bilinebilecek hususlarda Allah'ın kitabını rey ile te'vil eden kimse, bu tevilinde Allah'ın kasdettiği manaya uygun bir te'vil yapsa bile bilmediği hususta konuşmuş demektir. Çünkü Kur'an hakkında bilmeden söz söyleyen kimse Allah hakkında bilmeden söz söyleyen kimse demektir.
Böylece görüyoruz ki hadis-i şerif bilmeyen ve anlamayan bir kimsenin Kur'an-ı Kerim'i tefsir etmeye cüret etmekten sakınması gerektiğini ifade etmektedir. İlim ve marifet sahibine gelince, onların bir nur ve basiret üzere Allah'ın kitabından anlayabildikleri manaları çıkarmalarında bir sakınca yoktur.
- Tevhid
- Kur'an
- Sorularla İslam-12.Bölüm
- Sorularla İslam-Bölümler
- ☝📖 المحمية 📖☝
☝https://www.muhammediyye.org/☝
📖-المحمية علي الكتاب و السنة الصحيحة-📖
Öğrencilerimize önemli hatırlatma;
اعوذ بالله من الشيطان الرجيم
بسم الله الرحمان الرحيم
الحمد لله رب العالمين وحده لا شريك له و محمد رسول الله لا رسول و لا نبي بعده و الصلاة و السلام علي آله واهل بيته و اصحابه و امته اجمعين
Kovulmuş şeytandan,Her şeyin yaratıcısı tek rabb,tek ilah,tek gerçek egemen,rahman ve rahim olan Allaha cc sığınırız,her türlü kulluğun,ibadetin,itaatin,faydalı amellerin ve sözlerin tümü sadece ve sadece onun rızası içindir,salatü selam bütün peygamberlerin peygamberi efendimiz,rehberimiz,önderimiz ve örneğimiz Hz Muhammed Mustafa aleyhi efzalussalati vesselama,aline,temiz ehli beytine,davası uğruna savaşan ashabına ve yolunda yürüyen ümmetine olsun.
Sitemizde yeralan çalışmalarımız;başta yüce kitabımız Kur'anı Kerim olmak üzere,temel İslami kaynakların anlaşılmasına yardımcı olmak üzere hazırlanmıştır.Bu çalışmalarda bizlerden ilgisini,yardım ve desteğini esirgemeyen kardeşlerimizden ve cümle müslümanlardan. Allah razı olsun.
📖☝المحمدية علي الكتاب و السنة☝📖☝Muhammediyye☝📖
S.Muhammed Kayaalp El-Haşimi Ks
الامام سيد محمد الهاشمي
Destek olmak isteyen kardeşlerimiz iletişim formundan bize yazınız,Allah razı olsun.S.Muhammed Kayaalp (el-Haşimi) Ks--Arapça Dersleri-İslami Sohbetler-Tevhid-Tefsir-Hadis-Fıkıh-Fetvalar-İrşadlar...↷↷↷↷
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.