☝📖İbrahimi ﷺ Muhammedi ﷺ Hanif İslam📖☝﷽𐰃𐰠𐰯☝📖المحمدية☝Muhammediyye📖☝𐰃𐰠𐰯༺الله أكبر ༻

☝المحمدية☝الاامام سيد محمد هاشمي الموسوي 📖 علي الكتاب و السنة☝

Online Arapça Dersleri Video İzle,Arapça Sarf,Arapça Nahiv Video,Arapça Dilbilgisi Video,Online Arapça dilbilgisi Dersleri,islami ilimler,Kuran tefsiri video izle,islami dini sohbet izle,İslami sorular cevaplar,Muhammediyiz-Arapça Dersleri Temel İslami İlimler-Arapça Dersleri,Online Arapça Dersleri Video,İslami ilimler Video Dersleri,

Medine'nin Yedi Fakihi SORU: Medine'nin yedi fakihi ifadesini (zaman zaman) duymakta­yız. Bunların hayatlarından kısaca bahsederek kim olduklarım anlatır mısınız?

Sorularla islamiyet-9->CEVAP: Nurlu Medine hicret yurdudur. Zafer merkezi ve Rasûlul-lah'ın ebedî istirahatgâhıdır. Hz. Peygamber bu beldenin temizliğine, şerefine ve kadrinin yüceliğine şu sözü ile işaret buyurmuştur.


Hz. Allah Medine'ye (halkının güzelliğinden dolayı) güzel (yer) adını vermiştir.


Efendimiz bir diğer hadisinde de şöyle buyuruyor:


Medine körük gibidir. Kirleri giderir, iyi adamları içten bir hale getirir.


Yılan nasıl deliğine girerse iman da Medine'ye girer, orada toplanır.


İslâm'ın ilk döneminde önde gelen fakihler "Medine'nin Yedi Fa-kihi" adı ile ün yapmışlardır.


Bunlar, hakkında karar verilecek bir şey olursa toplanırlar, mese­le hakkında araştarma yaparlardı. Mahkemelerde görevli bulunan ka­dılar, (önemli meseleleri) bunlara arz edip onlardan bir karar çıkmadık­ça hüküm vermezlerdi.


Bunların adları şöyledir:


1. Hârice b. Zeyd


2. Urve b. Zübeyr


3. Kasım b. Muhammed


4. Ubeydillah b. Abdullah b. Utbe b. Mes'ud


5. Süleyman b. Yesar


6. Said b. Müseyyeb


7. Salim b. Abdullah b. Ömer


Yedinci sıradaki fakihin Ebubekir b. Abdurrahman b. Haris veya Ebu Seleme b. Abd'ur-Rahman olduğunu söyleyenler vardır.


Şairlerden birisi bu yedi zatın isimlerini şu beytinde saymıştır:


Her önüne gelene uyar sözüne bakarsın


O zaman hak olanın dışına çıkarsın


Uymaya değer olan Ubeydullah, Kasım ve Urve'dir


Diğerleri de Said, Süleyman, Harice ve Ebu Bekir.


"Medine'nin Yedi Fakihi" tabiri, bize on fıkıh âlimini hatırlat­maktadır.


Bunlar Raşid halifelerin beşincisi sayılan Ömer b. Abd'ul-Aziz'in Medine valisi olduğu zaman kendilerine baş vurduğu kadılar toplulu­ğudur.


İbn Cerir Taberi Tarihinde şöyle diyor: Abd'ul-Melik oğlu Velid, hicretin 87. senesinde Medine valiliğine Ömer b. Abd'ul-Aziz'i tayin etmiştir.


Vali, Medine'ye Rebi'ul-evvel ayında geldi. Henüz 25 yaşında idi. Öğle namazını kılınca Medine'nin şu on fıkıh âlimini çağırdı:


1. Urve b. Zübeyr


2. Ubeydullalı b. Abdullah b. Utbe


3. Ebubekir b. Abd'ur-Rahman,


4. Ebubekir b. Süleyman b. Hayseme


5.  Süleyman b. Yesar,


6. Kasım b. Muhammed


7.  Salim b. Abdullah b. Ömer


8. Abdullah b. Abdullah b. Amr


9. Abdullah b. Amir b. Rabia


10. Harice b. Zeyd


Bu on fıkıh âlimi valinin yanma gelip oturdular. Vali layık olduğu gibi Allah'a hamd ü sena ettikten sonra şöyle dedi:


Ben sizi sevap alacağınız bir şey için çağırmış bulunuyorum. Siz­ler hak hususunda (bana) yardımcı olacaksınız.


Sizin veya sizden yanımda hazır bulunan birinizin görüşünü alma­dan hiçbir konuda kesin emir (ve karar) vermeyeceğim.


Birisinin zulmettiğini görürseniz veya görevlilerden birinin hak­sızlık yaptığı haberi size gelirse, bunun üzerinde titizlikle durup mutlaka bana haber vermenizi istiyorum.


Fıkıh âlimleri valiye dua ederek ayrıldılar.


Burada sözünü ettiğimiz yedi fakih, bizim değerlendirmemize göre herşeyden önce, beşinci raşid Halife Ömer b. Abd'ul-Aziz'in kendi­lerine danıştığı on kadı arasından seçilmiştir.


Medine'nin on fıkıh âlimini Ömer b. Abd'ul-Aziz seçip bir araya topladığına göre "Medine'nin yedi fakihi" denilen kimseleri belki bir-kişi seçmiş değildir. Ancak insanlar arasında bunların Medine'nin fıkıh âlimleri olduğunun yaygın olarak kabul edilmesi onların fıkıh konu­sundaki yüksek makamlarından ileri gelmektedir.


Bu büyük âlimlerin her birinden kısaca söz edeceğiz. Bunlar hak­kında konuşurken birini diğerinden ayırma ve üstün tutma şeklinde bir girişimimiz olmayacaktır. Şimdi bu büyük fıkıh âlimlerini tanıyalım:


 


1. Harice B.Zeyd

 


Künyesi Ebu Zeyd, adı Harice b. Zeyd b. Sabit b. Dahhak'tır. Me-dineli bir tâbi olup Neccar soyundan ve Ensar'dandır. İlimde yüksek derece kazanmış imamlardan idi. İlim adamları güvenirliliği ve ileri derecede kıymetli bir zat olduğu hususunda görüş birliği içindedirler.


Sehavi Tuhfet'ul-Latife isimli kitabında onun hakkında şöyle di­yor: "Harice ve Urve onun ayarındakilerle birlikte Medine'de fetva ve­rirdi. Kendisini Medine'nin yedi fıkıh âlimi arasında saymışlardır.


Harice babası Zeyd, amcası Yezid ve Ensar'dan Ümm'ül-Ala'dan hadis rivayet etmiştir. Harice'den de Salim b. Abdullah, Zühri, Yezid b. Abdullah b. Kasıt, Ebu'z-Zinad ve diğerleri rivayette bulunmuştur."


Harice, 70 yaşında iken hicretin 100. yılında Medine'de vefat etmiştir.


 


2. Urveb. Zübeyr

 


Künyesi Ebu Abdillah olup adı, Urve b. Zübeyr el-Avâm'dır. Ta­biinden olup, Medineli ve Esed soyundandır.


Medine'nin yedi fıkıh âliminden birisi olan Urve, hadiste sağlam ve ezberi iyi olan ve siyeri bilen birisi idi.


Herkes onun değeri, mertebesinin yüceliği, ilminin genişliği husu­sunda görüş birliği etmiştir. Menkıbeleri çok ve meşhurdur.


İbn Şihab der ki: "Urve bulanık olmayan bir deniz gibidir".


Oğlu Hişam der ki: "Yemin ederim ki biz onun bildiği hadisin iki-yüzde birini öğrenemedik."


İbn Uyeyne Urve b. Zübeyr hakkında şöyle diyor: "Hz. Aişe'nin hadislerini en iyi bilen üç kişiden biridir. Diğer ikisi ise Kasım ve Am-ra'dır."                  


İbn Sa'd da şunları söylemektedir: "Urve çok hadis bilen, güveni­lir bir kimsedir. Fıkıh'ı iyi bilir güvenilir ve sağlam bir kimsedir."


Urve pek çok sahabe ve tabiin âliminden hadis almıştır. Babası, kardeşi Abdullah, annesi Ebubekir kızı Esma, teyzesi Hz. Aişe, Said b. Zeyd, Hakim b. Hizanı, Hakim'in oğlu Hişam, Ebu Eyyüb, Ebu Hu-meyd, Ebu Hureyre, Üsâme, Hz. Hasan, Misver, Muğire, Numan b. Beşir, Muaviye, Ümmü Seleme ve Ümmü Hâni bunlardandır. Ayrıca Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Zübeyr, Abdullah b. Amr b. As'dan oluşan dört Abdullah'tan da rivayette bulunmuştur. Ahmed b. Hanbel ve diğer hadis âlimleri bunları Abadile diye isimlen­dirmişlerdir.


Ahmed b. Hanbel'e "Abdullah b. Abbas da bu Abdullahlardan mı­dır?" diye sorulmuş, o da şöyle cevap vermiştir: "O, onlardan değil­dir." Beyhaki ise: Çünkü o daha önce vefat etmiştir" diyor.


Bu Abdullahlar uzun ömürlü olmuşlar, insanlar bunların ilmine ihtiyaç duymuşlardır. Bu Abdullahlar bir konuda görüş birliği ettikle­rinde "Bu Abdullahlann sözü veya işidir" denmiştir.


Urve'den Ata, İbn'Ebi Müleyke, Arrak b. Mâlik, Ebu Seleme b. Abd'ur-Rahman, Zühri, Ömer b. Abd'ul-Aziz; Yahya, Abdullah ve Os­man, Urve'nin (kendi) oğulları, tabiinden ve diğerlerinden pek çok kimse hadis rivayet etmişlerdir.


Urve çoğunluğun görüşüne göre hicretin 94. senesinde vefat et­miştir. Buharî'nin dediğine göre Urve, hicri 99 yılında vefat etmiştir.


 

3. Kasım B. Muhammed

 


Tabiinin en değerlilerinden olan Kasım'ın künyesi Ebu Abd'ir-Rahman veya Ebu Muhammed'dir. Adı ise Kasım b. Muhammed b. Ebi Bekir es-Sıddîk'dır. Kasım b. Muhammed'in de yüce değeri, güvenilir oluşu hakkında görüş birliği vardır.


Kasım b. Muhammed çok hadis bilen, takva sahibi, yüksek kişili­ği olan güvenilir bir fıkıh bilgini idi.


İbn Uyeyne onun hakkında şöyle der: "Kasım b. Muhammed za­manının en faziletlisi idi."


İbn Şevzeb de şöyle diyor: "Biz Medine'de Kasım b. Muham-med'den daha üstün birisine yetişmedik."


Ebu'z-Zinad ise şöyle diyor: "Kasım b. Muhammed'den daha âlim kimse görmedim".


Ahmed b. Abdullah da şöyle diyor: "Kasım, tabiinin fıkıh bilgin­lerinden ve hayırlılarından idi."


Kasım, İbn Ömer, îbn Abbas, Ebu Hureyre, Muaviye, Hz. Aişe, diğer sahabe ve tabiinden hadis rivayet etmiştir.


İçlerinde İbn Ömer'in kölesi Nafi, İbn Ebu Müleyke, Zühri, Yah­ya el-Ensari, Eyyüb, Rabia ve diğerlerinin bulunduğu bir topluluk Ka-sım'dan hadis rivayet etmiştir.


Kasım ilimden ve ilim tahsilindeki derecesinden söz ederek ken­disini şöyle anlatıyor: "Fetva ve Hz. Ebu Bekir, Ömer ve Osman (r.a)'m hilafeti konularında ölünceye kadar Hz. Aişe'den bilgi aldım. (İlim hususunda) deniz gibi olan Abdullah b. Abbas'ın yanında bulun­dum, îbn Ömer ve Ebu Hüreyre'nin yanında çok bulundum. İbn Ömer de takva sahibi olup ilimde derya idi. (Bununla beraber) bilmediği şey-


ler hakkında bir şey söylemezdi."


Kasım b. Muhammed vefat edeceği sırada Allah Teâlâ'ya şöyle yalvanyordu: "Allahım! Sen benim rabbim ve efendimsin. Sen bana yetersin."


Kasım b. Muhammed, İbn Sa'd'ın dediğine göre hicretin 112. yı­lında vefat etmiştir. 108 veya 111 yılında vefat ettiği de söylenmiştir. Vefatında 72 yaşında idi. Ömrünün sonlarında gözleri görmez olmuş­tu. Allah'ın rahmeti üzerine olsun.


 

4. Ubeydullah B. Abdullah

 


Künyesi Ebu Abdillah'tır. Adı, Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mes'ut'tur. Medine'li ve Hüzeli kabilesinden olan Ubeydullah tâbiin-dendir.


Değerli bir ilim toplayıcısı ve doğru-güvenilir bir zat olup, Ömer b. Abd'ul-Aziz zamanındaki on fıkıh âliminden biridir. Daha sonra fet­va kaynağı durumunda olan yedi fakihten biri olmuştur. Fıkıhta ileri dereye ulaşmasının yanısıra, iyi bir şair idi.


Büyük ve değerli bir insan olduğu hakkında söz birliği edilmiştir.


İbn Sa'd onun hakkında şöyle diyor: "Güvenilir bir âlim ve fıkıh adamıdır. İlmi ve hadis bilgisi çoktur ve şairdir."


Zühri ise şöyle diyor: "İbn Abbas Ubeydullah'a değer verirdi. Her bir âlimin yanına vardığımda bakıyordum ki onun bildiklerini ben de biliyorum. Onun yanına her gelişimde kendisinde taze bilgi bulurdum."


Ubeydullah, hafızasının kuvveti hakkında şöyle der: "Duyduğum her hadisi istediğim takdirde ezberleyiverirdim."


Ubeydullah, beşinci raşit halife sayılan Ömer b. Abd'ul-Aziz'in hocası idi.


Ubeydullah İbn Abbas, İbn Ömer, Ebu Said el-Hudri, Ebu Vakıd el-Leysi, Zeyd b. Halid, Numan b. Beşir, Hz. Aişe, Fatma b. Kays'tan ve tabiinin büyüklerinden de hadis rivayet etmiştir. Ayrıca Arrâk b. Mâlik, Zühri, Ebu'z-Zinad, Salih b. Kisan ve diğerlerinden de rivayet­te bulunmuştur.


Ubeydullah ömrünün sonlarında gözlerini kaybetmiş görmez ol­muştur. Hicretin 94. veya 95. yılında veya 99. yılında vefat etmiştir.


 

5. Süleyman B. Yesar El-Hilali

 


Medine'deki Yedi Fıkıh Âliminin beşincisi olan Süleyman'ın kün­yesi Ebu Eyyüb'tur. Ebu Abd'ir-Rahman veya Ebu Abdillah diyenler de vardır. Medine'li ve tâbiindendir.


İbn Sa'd onun hakkında şöyle der: "Süleyman, güvenilir üstün bir âlim, çok bilgili bir fakih idi."


Ebu Zür'a Razi de şöyle diyor: Süleyman b. Yesar, Medine'li gü­venilir, sağlam, faziletli ve ibadetine düşkün biri idi.


Süleyman b. Yesar İbn Abbas, İbn Ömer, Cabir, Hassan b. Sabit Ebi Rafı', Zeyd b. Sabit, Mikdad b. Esved, Ebu Said, Ebu Vakıd, Ebu Hureyre, Hz. Aişe, Ümmü Seleme'den ve tabiinden pek çok kimseden hadis rivayet etimiştir.


Kendisinden de tabiinden birçok kişi hadis rivayetinde bulunmuş­lardır. Amr b. Dinar, Nafi, Amr b. Meymun, Salih b. Keysan, Zühri, Yahya el-Ensari, Katade ve diğerleri bunlardandır.


Süleyman b. Yesar hicri 103 yılında 73 yaşında iken vefat etmiş­tir. 109 yılında vefat ettiğini söyleyenler de olmuştur.


6. Said B. Müseyyeb

 


Künyesi Ebu Muhammed olan bu zat Medinelilerin fıkıh âlimi ve değerli bir imamdır. Adı Said b. Müseyyeb b. Huzn b. Vehb el-Mahzu-mi'dir. Hiç tartışmasız Medine'nin âlimi ve tabiinin önderlerindendir. Sahavi Tuhfe isimli kitabında böyle diyor.


İlim adamları onun değerli bir âlim olduğunda ve çağının âlimle-rinir en Önde geleni olduğunda, fazilet ve iyiliklerde üstünlüğünde söz birliği etmişlerdir. Eski ve yeni dönem ilim adamlarının, Said'in dinde ve ilimde büyük ve yüksek değerde bir âlim olduğuna dair pek çok sözleri vardır.


İbn Sa'd Tabakafmda. Said b. Müseyyeb için onyedi sayfadan faz­la biyografik geniş bilgi vermiştir. Orada Said'in çok hadis bildiği, sağ­lam ve güvenilir olduğu, ehli takva olup, değerinin yüksek olduğu, ilimleri kendisinde toplayan bir âlim olduğu ifade edilmiştir.


Muhammed b. Yahya b. Hayyan onun hakkında şöyle diyor: Ça­ğında Medine âlimlerinin başı ve fetvada Önde gelen bir âlim idi. Ona "Fıkıh âlimlerinin fakihi" denirdi.


Meymun b. Mehran şöyle diyor: "Medine'ye geldim ve fıkıhta en üstün âlimi sordum. Beni Said b. Müseyyeb'e ilettiler. Soracaklarımı ona sordum."


Mekhul onun hakkında: Said b. Müseyyeb âlimlerin âlimidir" diyor.


Ebu Hatim de şöyle diyor: "Tabiin içinde Said b. Müseyyeb'den daha soylu ve yüce bir kimse yoktur."


Katade onun hakkında: "Helâl ve haramları bilme konusunda Sa­id b. Müseyyeb'den daha âlim kimse görmedim" demiştir.


Süleyman b. Musa da: "Said b. Müseyyeb, tabiin arasında fıkhı en iyi bilen kimsedir" demiştir.


Ali b. Medini şöyle demiştir: "Tabiin arasında Said b. Müsey­yeb'den daha âlim birini görmedim. Said (bir konu hakkında) "sünnet böyledir" dedimi bu sana yeter. O tabiinin en değerlilerındendir.


Ahmed b. Hanbel (bir keresinde) "Tabiinin en faziletlisi Said b. Müseyyeb'dir" deyince kendisine: "Alkame ve Esved ne oluyor?" de­diler. O da (bu hususta onlar şöyle sıralanır): "Said, Alkame ve Esved" dedi.


Ahmed b. Hanbel'in bu sözü tâbiin'in dini ilimlerde en faziletlisi­nin Said b. Müseyyeb olduğu anlamına gelir. Zira Sahih-i Müslim'de Hz. Ömer'den rivayet edilen bir hadiste şöyle buyuruluyor:


Tâbiin'in en hayırlısı Veysel Karani denilen bir adamdır.


Veysel Karani'nin detaylı olarak biyografisi için islâm Tarihinde Fedailer isimli eserimize bakılabilir.


Said b. Müseyyeb sahabeden şu kimselerden hadis rivayet etmiştir:


Hz. Ömer, Hz. Ali, Hz. Osman, Sa'd b. Ebi Vakkas, İbn Abbas, İbn Ömer, Cübeyr b. Mut'im, Abdullah b. Zeyd b. Asım, Hakim b. Hizam, Ebu Hüreyre, Muaviye, Ebu Musa el-Eş'ari, Safvan b. Ümey-ye ve babası, Misver b. Mahreme, Cabir b. Abdullah, Ebu Said el Hudri, Zeyd b. Sabit, Osman b. Ebi'l-Âs, Hz. Aişe, Ümmü Seleme ve diğerleri.


Tâbiin'in en ileri gelenlerinden birçok kişi Said b. Müseyyeb'den hadis rivayet etmişlerdir. Ata b. Ebi Rabâh, Muhammed el-Bâkır, Amr b. Dinar, Yahya el-Ensari ve bunların dışında diğerleri bunlardan ba­zılarıdır.


Said b. Müseyyeb hadis ve ilim uğrunda sarfettiği gayretleri şöy­le anlatıyor: Bir tek hadis için günler ve geceler boyu yolculuk yapar­dım.


Said b. Müseyyeb çok zeki idi. Kulağının duyduğu her şeyi kalbi ezberine alırdı. Kendisi şöyle diyor: Hz. Peygamber'in Hz. Ebu Be­kir'in ve Hz. Ömer'in hüküm verdiği meseleleri benden daha iyi bilen kimse yoktur. Hz. Peygamber'in ashabından olan kimseler hayatta iken o fetva verirdi.


Ömer b. Abd'ul-Aziz Said b. Müseyyeb'e sormadan hiçbir konuda karar vermezdi. Said b. Müseyyeb iyi rüya tabir eden biri idi. Bu bilgiyi Hz. Ebu Bekir'in kızı Esma'dan öğrenmiş, o da babasından öğrenmişti.


Said iyi bir insandı. Başkalarından dünyalık almazdı. Dörtyüz di­nar altın değerinde malı vardır. Bununla yağ ticareti yapardı.


Allah yolunda işkencelere katlanmıştı. Mervan oğlu Abd'ul-Me-lik'e biat etmekte tereddüt gösterdiği için Hişam b. İsmal ona 60 kırbaç vurdurmuştur.


Said'e: "Emevîlere beddua et!" denildiğinde o bu isteğe şöyle dua ederek cevap verdi: Allahım! Dinini güçlendir, veli kullarına destek ol Muhammed ümmetinin afiyeti uğrunda düşmanlarını perişan eyle.


Yahya b. Said'iri rivayet ettiğine göre dininde ihtiyatlı bir insandı. Kendisine bir şey sorulduğunda: "Allahım! Bana selamet ver, beni bir yanlış yapmaktan koru!" demeden neredeyse hiç fetva vermez ve bir şey söylemezdi. Bununla beraber geniş ufuklu ve ince düşünceli idi.


Abd'ur-Rahman b. Harmele kendisine "Sarhoş bir adam görüp bu adamı yetkililere şikayet etmesem bu caiz olur mu, ne dersin?" deyin­ce o şöyle cevap verdi: "Eğer o adamı elbisenle örtmeye gücün yeter­se onu ört. (Yani kusurunu başkalarına gösterip, duyurma)!"


Said b. Müseyyeb Ebu Hüreyre'nin damadı idi. Kırk defa haccet-mistir.


İbn Hibban onun hakkında şöyle diyor: "Din, fıkıh, takva, ilim, ibadet ve fazilet yönünden tâbiin'in ileri gelenlerinden olan Said, tabi­inin efendisi idi.


Said hicaz halkının en iyi fıkıh bileni, insanların en iyi rüya tabir edeni idi. Kırk yıl boyunca ezan okunmadan camide bulunup namazı bekleyen bir insandır."


Said b. Müseyyeb hicretin 94. senesinde vefat etmiştir. Bu yılda Çok fıkıh bilgini vefat ettiğinden bu yıla "Fıkıh bilginleri yılı" denmiş­tir. 72 yaşında öldüğünü söyleyen de vardır. Allah rahmet eylesin.


 

7. Salim B. Abdullah B. Ömer

 


Daha önce işaret ettiğimiz Medine fakihlerinin kimler olduğu hu­susundaki görüş ayrılığını dikkate almakla beraber burada Hz. Ömer'in torunu Salim'i tanıtacağız.


Salim'in künyesi Ebu Muhammed'dir. Ebu Abdullah diyen de vardır.


Adı Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab'dır. Kureyş soyluların-dandır ve tâbiindendir. Fıkıh âlimi, takva sahibi ve ibadetine düşkün bir imamdır. Onun yüksek mertebesi, zühd ve takvası ve imamlığı üze­rinde görüş birliği varır.


Sahavi Tuhfe isimli kitabında onun hakkında şöyle diyor: "O, çok hadis rivayet edenlerin ileri gelenlerinden biridir. Aynı zamanda Medi­ne halkının hükmüne başvurduğu ve fetva aldığı fıkıh âlimlerindendir."


Said b. Müseyyeb, Salim hakkında şöyle diyor: "Salim'in babası Abdullah, Ömer'in çocukları içinde Ömer'e en çok benzeyendir. Ab­dullah'ın çocukları içerisinde de Abdullah'a en çok benzeyen Sa-lim'dir."


Mâlik b. Enes de Salim hakkında şöyle diyor: "Geçmiş devirdeki salih kimselere zühd ü takva ve aşırılığa kaçmadan yaşama hususunda Salim'den daha çok benzeyen kimse yoktur. .0 iki dirhem değerinde (sade ve basit) bir elbise giyerdi."


Ibn Sa'd da şöyle diyor: "Salim çok hadis bilir, insanların en de­ğerlisi ve takva sahibi idi."


Salim babasından, Ebu Eyyub El-Ensari, Râff b. Hadic, Ebu Hü-reyre, Hz. Aişe ve tabiinden bir gruptan hadis almıştır.


Salim'den tabiinden birçok kişi hadis rivayet etmiştir. Amr b. Di­nar, Nafi', Zühri, Musa b. Ukbe, Hamid et-Tavil, Ubeydullah el-Amri, Salih b. Keysan bunlardandır. Tebe-i tabiinden bir çok kimse de Sa­lim'den hadis rivayet etmiştir.


Salim'in zühd'ünü gösteren bir olay vardır: Abdülmelik'in oğlu Hişam. onu Kabe'yi tavaf ederken görünce: "Bir ihtiyacın varsa benden iste" demiş. Salim: "Ben Allah'ın evinde iken Allah'tan başkasından bir şey istemekten utanırım" cevabını vermiş. Salim, Kabe'den dışarı çı­kınca Hişam: "Şimdi dışarı çıktın, iste" demiş. Bunun üzerine Salim: "Yemin ederim ki ben dünyayı onun sahibi olan Allah'tan bile isteme­dim. Dünyaya sahip olmayandan ne isteyeyim?" cevabını vermiş.


Salim Medine'de 105 yılında veya 108 yılında vefat etmiştir. Al­lah rahmet eylesin.


Buraya kadar söylediklerimiz Medine'nin yedinci fakihi ile ilgilidir. İkinci bir kavle göre yedinci fakih Ebu Bekir b. Abdurrahman'dır.


Tabiinden olan bu zatın ismi, aynı zamanda künyesidir. İsminin tamamı şöyledir: Ebubekir b. Abd'ur-Rahman b. Hişam b. Muğire el-Mahzumi. Medine'lidir ve Hz. Ömer'in halifeliği döneminde dünyaya gelmiştir. Çok namaz kıldığı için Medine'nin rahibi denmiştir. Kendisi cömert, güvenilir, akıllı ve bilgili idi. Çok hadis bilirdi.


İbn Harraş Ebubekir hakkında şöyle diyor: "O müslümanların imamlarından biridir".


İbn Kesir el-Bidaye ve'n-Nihaye isimli kitabında şöyle diyor: "Sağlamdır, güvenilirdir. Fıkıhta ve sahih hadis rivayet etmede büyük bir yeri vardır."


Ebu Bekir'in Ömer, İkrime ve Abdullah adlarında kardeşleri var­dır. Bunların hepsi de güvenilir kimseler olup örnek gösterilecek kişi­lerdir.


Ebubekir babasından, Ebu Mes'ud el-Bedri, Ebu Hüreyre, Hz. Ai­şe, Ummü Seleme, Esma b. Amis, Ümmü Ma'kıl el-Esediyye, Mervan b. Hakem'den ve diğerlerinden rivayate etmiştir.


Kendisinden de Mücahid, İkrime b. Halid, Ömer b. Abd'ul-Aziz, Amr b. Dinar, Zühri, Abd-i Rabbih b. Said, Hakem b.Uteybe, Cami' b. Şeddad ve oğullan Abdullah ve Abd'ul-Melik, Ebu Bekir'in iki oğlu Abd'ul-Vahid b. Eymen, Abdullah b. Ka'b el-Hımyeri ve diğerleri ri­vayette bulunmuşlardır.


Ebu Bekir'in gözleri görmezdi. Hicretin 93. veya 94. yılında vefat etmiştir. Vakidi'ye göre 94 yılında vefat etmiştir. Bu yılda çok fıkıh âli-, mi vefat ettiğinden bu yıla "Fıkıh âlimleri yılı" denmiştir.


Yedinci fakih üçüncü bir kavle göre tâbiin'in büyüklerinden olan Ebu Seleme'dir. Medine'li olan Ebu Seleme'nin adı Abdullah b. Abdur-Rahman b. Avf ez-Zühri'dir.


Ebu Seleme imam derecesinde bir âlim idi. Bu zatın sahabeden pek çok kimseden rivayeti vardır. Çok geniş bilgisi olan Ebu Seleme'nin kadrinin yüceliği ve değerli bir kimse olduğunda görüş birliği vardır.


İbn Sa'd onun için şöyle diyor: "O güvenilir bir fıkıh âlimi ve çok ilmi olan bir kimsedir."


Ebu Zür'a: "Ebu Seleme imamdır ve güvenilir bir kimsedir" diyor.


Ebu Seleme sahabe ve tabiinden hadis rivayet etmiştir. Sahabeden olanlar: Abdullah b. Selam, İbn Ömer, İbn Abbas, Abdullah b. Amr b. Âs, Cabir b. Abdillah, Ebu Said el-Hudri, Ebu Seyyid, Muaviye b. Ha­kem, Rabia b. Ka'b, Hz. Aişe ve Ümmü Seleme'dir.


Tabiinden olanlar: Ata b. Ebi Rabah, Urve, Büşeyr b, Said ve Ömer b. Abd'ul-Aziz'dir.


Ebu Seleme'den ise tabiinden olan kimseler ve başkaları hadis ri­vayet etmişlerdir. Bunlar: Amir eş-Şa'bi, Abd'ur-Rahman el-Arac, Ar-rak b. Mâlik, Amr b. Dinar, Ebu Hazim, Seleme, Yahya b. Ebi Kesir ve diğerleridir.


Ebu Seleme 92 yaşında iken hicri 94 yılında Medine'de vefat et­miştir. Allah rahmet eylesin.


Buraya kadar kendilerinden söz ettiğimiz Medine'nin yedi fakihi ile ilgili olarak bazı noktaları belirtmek yerinde olacaktır. Şöyle ki:


Bu zatların bir takım ortak özellikleri vardır. Hepsi Medine hal-kındandır. Hepsi Medine'de vefat etmiştir. Hepsi tâbiindendir. Hepsi, yaklaşık olarak aynı neslin ve aynı yüz yılın insanıdırlar. Hepsi de hic­ri birinci yüzyılın sonları ile ikinci yüz yılın başlarında yaşamışlardır. Hepsi veya pekçoğu belirli kimselerden hadis ve ilim alma özelliğine sahiptir. Bir örnek olarak söylersek "Abdullahlar" denen; Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Zübeyr ve Abdullah b. Amr b. Âs'tan ilim almışlardır. Gene bunlar Ebu Hüreyre, Hz. Aişe ve Ümmü Seleme'den de ilim ve hadis almışlardır.


Bunların hepGİ de bir takım üstün özelliklere sahiptirler. Bunların pek çoğu hicri 94 yılında vefat etmişlerdir.


el-Bidaye ve'n-Nihayedz söylendiğine göre bu yıla "Fıkıh Âlim­leri yılı" denmiştir. Zira bu yılın başlarında Ali b. Hüseyin b. Zeyn'el-Abidin, sonra Urve b. Zübeyr, sonra Said b. Müseyyeb, sonra Ebube-kir b. Abd'ur-Rahman b. Haris b. Hişam ve Said b. Cübeyr vefat et­miştir.


Gene bu zatların hepsinin ömrü yetmiş yaşını geçmiştir.


Dikkatimizi çeken bir nokta da bunların çoğunun, ömürlerinin so­nunda gözlerinin görmez olmasıdır. İhtimaldir ki bunun sebebi ilim ve fıkıh mselelerinde uzun süren inceleme ve tetkik yapmış olmalarıdır.


İslâm'ın ilk yıllarında ortaya çıkıp parlayan ilim adamlarının önde gelenlerinden olan bu Medine'nin yedi fıkıh âliminden Allah razı olsun. Onlar Allah yolundaki çalışmaları ile yüksek mertebelere ulaşmışlardır.

Bu Bölümdeki(9) Diğer Sorular için aşağıdaki menüye bakınız↷↷↷
  • Tevhid
  • Kur'an
  • Sorularla İslam-9.Bölüm
  • Sorularla İslam-Bölümler
  • ☝📖 المحمية 📖☝


https://www.muhammediyye.org/

📖-المحمية علي الكتاب و السنة الصحيحة-📖

                   Öğrencilerimize önemli hatırlatma;


اعوذ بالله من الشيطان الرجيم

 بسم الله الرحمان الرحيم

 الحمد لله رب العالمين وحده لا شريك له و محمد رسول الله لا رسول و لا نبي بعده و الصلاة و السلام علي آله واهل بيته و اصحابه و امته اجمعين

Kovulmuş şeytandan,Her şeyin yaratıcısı tek rabb,tek ilah,tek gerçek egemen,rahman ve rahim olan Allaha cc sığınırız,her türlü kulluğun,ibadetin,itaatin,faydalı amellerin ve sözlerin tümü sadece ve sadece onun rızası içindir,salatü selam bütün peygamberlerin peygamberi  efendimiz,rehberimiz,önderimiz ve örneğimiz Hz Muhammed Mustafa aleyhi efzalussalati vesselama,aline,temiz ehli beytine,davası uğruna savaşan ashabına ve yolunda yürüyen ümmetine olsun.

Sitemizde yeralan çalışmalarımız;başta yüce kitabımız Kur'anı Kerim olmak üzere,temel İslami kaynakların anlaşılmasına yardımcı olmak üzere hazırlanmıştır.Bu çalışmalarda bizlerden ilgisini,yardım ve desteğini esirgemeyen kardeşlerimizden ve cümle müslümanlardan. Allah razı olsun.

   📖☝المحمدية علي الكتاب و السنة☝📖☝Muhammediyye☝📖

             S.Muhammed Kayaalp El-Haşimi Ks

الامام سيد محمد الهاشمي

Destek olmak isteyen kardeşlerimiz iletişim formundan bize yazınız,Allah razı olsun.S.Muhammed Kayaalp (el-Haşimi) Ks--Arapça Dersleri-İslami Sohbetler-Tevhid-Tefsir-Hadis-Fıkıh-Fetvalar-İrşadlar...↷↷↷↷




Medine'nin Yedi Fakihi SORU: Medine'nin yedi fakihi ifadesini (zaman zaman) duymakta­yız. Bunların hayatlarından kısaca bahsederek kim olduklarım anlatır mısınız? Rating: 4.5 Diposkan Oleh: ☝الاامام سيد محمد هاشمي الموسوي☝المحمية

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.