☝📖İbrahimi ﷺ Muhammedi ﷺ Hanif İslam📖☝﷽𐰃𐰠𐰯☝📖المحمدية☝Muhammediyye📖☝𐰃𐰠𐰯༺الله أكبر ༻

☝المحمدية☝الاامام سيد محمد هاشمي الموسوي 📖 علي الكتاب و السنة☝

☝https://www.muhammediyye.org/
📖-المحمية علي الكتاب و السنة الصحيحة-📖

Teoriye göre;İlluminati yani uzaylı ve insan melezi ırklar,yarı vampir,yılan,ejderha vs melez soylardan oluşan topluluk,masonik, illuminatik firavun ve nemrud soylarının hipnoz,büyü,zihin kontrolü,algı yönetimi ile bireyler ve toplumları yönetmesi,hizbüşşeytan illumiatinin küresel illuminatik sistemi; siyaset,medya,sivil toplum,terör örgütleri,mafya,enerji,silah,ilaç,gıda tekeli alanlarda illuminati varlığı

Destek olmak isteyen kardeşlerimiz iletişim formundan bize yazınız Allah razı olsun.

  • tab1
  • tab2
  • tab3
  • tab4
  • tab5
  • tab6
  • ☝📖 المحمية 📖☝

S.Muhammed Kayaalp (el-Haşimi) Ks

الاامام سيد محمد هاشمي الموسوي

Arapça Dersleri-İslami Sohbetler-Tevhid-Tefsir-Hadis-Fıkıh-Fetvalar-İrşadlar

Online Arapça Dersleri Video İzle,Arapça Sarf,Arapça Nahiv Video,Arapça Dilbilgisi Video,Online Arapça dilbilgisi Dersleri,islami ilimler,Kuran tefsiri video izle,islami dini sohbet izle,İslami sorular cevaplar,Muhammediyiz-Arapça Dersleri Temel İslami İlimler-Arapça Dersleri,Online Arapça Dersleri Video,İslami ilimler Video Dersleri,

SORU: Kur'an-ı Kerim kadınların hilesinden söz ederken "Sizin hileniz gerçekten çok büyüktür" dediği halde niçin bir başka âyette "Şeytanın hilesi esasen çok zayıftır" diyor? Şeytanın hilesi kadınların hilesinden daha büyük değil mi?

Sorularla islamiyet-15->CEVAP: Önce ayette geçen keyd kelimesinin ne anlama geldiğini inceleyelim. el-Müfredat'm yazan Râgıb'ın bu konuda şunları söyledi­ğini görüyoruz:


Keyd bir çeşit kurnazlık ve açıkgözlülüktür. Bunun da kötü olanı vardır, iyi olanı vardır. Fakat genellikle kötü manada kullanılır. İs-tidrac (kandırma, ikna etme) ve mekr (kandırma, tuzak kurma) da böyledir. Bu kelime bazen müsbet/iyi anlamda kullanılır. Mesela şu âyetlerde keyd kelimesi müsbet/olumlu anlamda kullanılmıştır. İşte biz Yusuf a böyle bir plan kurmasını vahyetrik. (Yusuf/76)


Onlara mahsustan mühlet veririm. Çünkü benim düzenim çetindir. (A'raf/183)


Bazıları ayette geçen keyd kelimesiyle azab'ın kastedildiğini söy­lemişlerdir. Doğrusu verilen mühlet kâfirlerin cezalandırılmasına yol açar. Nitekim Âl-i İmran sûresinde şöyle buyrulur:


Biz onlara sadece günahları çoğalsın diye mühlet veririz. (Âl-i îmran/178)


Keyd kelimesinin müsbet anlamda kullanıldığı bir başka âyet ise şudur:


Allah hainlerin tuzaklarını asla başanya ulaştırmaz. (Yusuf/52)


Allah Teâlâ bu âyetle kurduğu planla hainlik maksadı gütmeyen­lerin -ki Yusuf un kardeşi için kurduğu plan böyle müsbet bir plandır-planlarını başanya ulaştırabileceğini tenbih etmek için hitabını özel­likle hainlere yöneltmiştir. Şu âyet-i kerimede de keyd kelimesi geç­mektedir:


Allah'a yemin ederim ki, siz ayrıldıktan sonra putlarınıza bir tuzak kuracağım. (Enbiya/57)


Hz. İbrahim bu sözüyle putlara bir kötülük yapacağını kastetmek­tedir.


Allah Teâlâ Nisa sûresinde şöyle buyurur:


İman edenler Allah yolunda savaşırlar. İnkar edenler ise tağutun (batıl davalar ve şeytan) yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dost­larına karşı savaşın; esasen şeytanın hilesi zayıftır. (Nisa/76)


Şeytanın tuzağı ne kadar kuvvetli olursa olsun güç ve kudret sahi­bi Allah'ın yardımı ve ihlas sahibi veli kullannı koruması karşısında çok zayıftır. Allah Teâlâ, azgın şeytanın salih kullarına egemen olma­sına engel olur. Allah, şeytana şöyle demektedir:


Kullarım üzerinde senin bir nüfuzun olmaz. Ancak sana uyan sa­pıklar bunun dışındadır. (Hicr/42)


Lânetli şeytan ihlaslı kişileri azdırmaktaki zayıflığını zaten itiraf ediyor. Kudret sahibi Allah'a hitaben şöyle diyor:


Senin mutlak kudretine yemin olsun ki, onlardan ihlaslı olan kul­ların bir yana, hepsini mutlaka azdıracağım. (Sâd/82-83)


Menar Tefsiri'nde yukarda geçen Nisa süresindeki söz konusu âyet şu şekilde tefsir ediliyor:


İman edenler Allah yolunda savaşırlar. İnkar edenler ise Tağutun yolunuda savaşırlar. Tağut, azgınlıkta aşırı gitmek anlamına gelen tuğyandan gelir. Tuğyan, adaletin ve hayrın hududunu aşıp batıl, zulüm ve şerrin hududuna girmektir. Şayet müminler cihadı terke-derlerse -ki kâfirler savaşı terketmezler- tağut galip gelir ve azgınlıklar yaygınlaşırdı.


Eğer Allah'ın insanlardan bir kısmının kötülüğünü diğerleriyle savması olmasaydı elbette yeryüzü alt üst olurdu. (Bakara/251)


Neticede putpereslik akıllara ve ahlâka galip gelir, zorbalığın yay-gmlaşmasıyle zulüm yaygınlaşırdı.


(O halde şeytanın dostlarına karşı savaşın)! Siz, ey müminler! Rahmanın dostlarısınız. (Esasen şeytanın hilesi zayıftır). Çünkü o ken­di dostlarına bâtılı, zulmü, şerri, ekinleri ve nesli yok etmeyi güzel gös­terir. Vesvesesıyle bunların kendileri için daha hayırlı olduğu, bunlarla onur ve şeref kazanacakları kuruntusunu onlara verir. İşte bu bir hile ve tuzaktır.


Hak-bâtıl çatışmasında hakkın yücelmesi ve bâtılın alçalması, iyi­liklerin ve kötülüklerin mücadelesinde iyinin ayakta kalması ve ideal olanın üstün gelmesi Allah'ın bir kanunudur.


Allah yolunda savaşanlar, uygarlığın yapısı gereği sabit ve yararlı olan bir şeyin peşindedirler. Varlığın kanunları da onları desteklemek­tedir. Şeytanın yolunda savaşanlar ise, intikamın, haksız yere yeryüzü­nü istila etmenin ve insanları şehvetlerinin ve lezzetlerinin emrine bo­yun eğdirmenin mücadelesini verirler. Bunlar beşeriyetin selim fıtratı­nın ve uygarlığın değerli prensiplerinin kabul etmediği şeylerdir. Bâtıl, başı boş bırakılmadıkça ve yandaşlarının dizginleri salınmadıkça hiç bir gücü ve kuvveti olamaz ve asla varlığını sürdüremez. Bâtılın varlı­ğını devam ettirmesi hakkın onu ihmal edip gözardi etmesine bağlıdır.


Üstad İmam (Muhammed Abduh) diyor ki:


Bu âyet, zayıf kişilerin akıllarında dolaşan şu düşünceye bir ce­vaptır: Onlar şöyle diyebilirler: "Biz savaşamayız. Çünkü biz za­yıf kimseleriz. Düşmanlarımız ise sayıca bizden daha çok ve kuv­vetlidirler." Allah Teâlâ onlara mü'minlerin kuvvetiyle düşmanla­rının kuvvetinin, hile ve tuzakla birlikte bile bir fayda vermeyen zayıflıklarının denk olamayacağını göstermektedir. Mü'minler Al­lah yolunda savaşmaktadırlar. Bu savaş, hakkın desteklenmesidir. Hakka inananlar ve doğru hedef peşinde koşanlar, bütün güçleriyle düşmana karşı hazırlık yapmaya yönelirler. Sabır ve sebatın gü­cü, sayı ve teçhizatın gücünden fazladır.


Yüce Allah Yusuf sûresinde şöyle buyurmaktadır:


Kocası gömleğin arkadan yırtılmış olduğunu görünce karısına hi­taben: "Doğrusu bu sizin hilenizdir. Sizin hileniz gerçekten bü­yüktür" dedi. (Yusuf/28)


Fahruddin er-Râzi'nin tefsirinde bu âyet hakkında şu ifadeler geçer:


(Doğrusu bu sizin hilenizdir.) Yani senin: (Ailesine kötülük etmek isteyen bir kimsenin cezası... Yusuf/25) şeklindeki sözün sizin hi­lelerinizden bir hiledir. Sizin hileniz de gerçekten çok büyüktür.


Şayet, insan zayıf bir varlık olarak yaratılmışsa nasıl olurda bir kadının hilesi büyüklükle vasıflandırılır? Ve yine erkeklerin hilesi ba­zen kadınların hilesinden daha ziyade olabilir?


Birinci sorunun cevabı şudur: şüphesiz meleklerin, göklerin ve yıldızların yaratılışına nisbetle insanın yaratüılşı daha zayıftır. Bütün insanların hilesine nisbetle kadınlann hilesi daha büyüktür. Bu iki söz arasında bir çelişki yoktur.


Aynca kadınlar hile ve tuzak konusunda erkeklerde bulunmayan imkanlara sahiptirler. Çünkü kadınlann kuracakları tuzakları utanç ve­rici sonuçlar doğurabilir. Erkeklerin tuzağı bu yönüyle kadınlannki ka­dar değildir. (Yani kadın, tuzağında cinselliğini kullanabilir).


"Sizin hileniz gerçekten çok büyüktür" diyen kişinin, Mısır azizi olduğu ve aynı zamanda Yusuf un nefsinden murat almak isteyen kadı­nın kocası olduğu düşünülürse bu iki âyet arasında bir çelişki bulun­madığı anlaşılır.

Bu Bölümdeki(15) Diğer Sorular için aşağıdaki menüye bakınız↷↷↷
  • Tevhid
  • Kur'an
  • Sorularla İslam-15.Bölüm
  • Sorularla İslam-Bölümler
  • ☝📖 المحمية 📖☝


https://www.muhammediyye.org/

📖-المحمية علي الكتاب و السنة الصحيحة-📖

                   Öğrencilerimize önemli hatırlatma;


اعوذ بالله من الشيطان الرجيم

 بسم الله الرحمان الرحيم

 الحمد لله رب العالمين وحده لا شريك له و محمد رسول الله لا رسول و لا نبي بعده و الصلاة و السلام علي آله واهل بيته و اصحابه و امته اجمعين

Kovulmuş şeytandan,Her şeyin yaratıcısı tek rabb,tek ilah,tek gerçek egemen,rahman ve rahim olan Allaha cc sığınırız,her türlü kulluğun,ibadetin,itaatin,faydalı amellerin ve sözlerin tümü sadece ve sadece onun rızası içindir,salatü selam bütün peygamberlerin peygamberi  efendimiz,rehberimiz,önderimiz ve örneğimiz Hz Muhammed Mustafa aleyhi efzalussalati vesselama,aline,temiz ehli beytine,davası uğruna savaşan ashabına ve yolunda yürüyen ümmetine olsun.

Sitemizde yeralan çalışmalarımız;başta yüce kitabımız Kur'anı Kerim olmak üzere,temel İslami kaynakların anlaşılmasına yardımcı olmak üzere hazırlanmıştır.Bu çalışmalarda bizlerden ilgisini,yardım ve desteğini esirgemeyen kardeşlerimizden ve cümle müslümanlardan. Allah razı olsun.

   📖☝المحمدية علي الكتاب و السنة☝📖☝Muhammediyye☝📖

             S.Muhammed Kayaalp El-Haşimi Ks

الامام سيد محمد الهاشمي

Destek olmak isteyen kardeşlerimiz iletişim formundan bize yazınız,Allah razı olsun.S.Muhammed Kayaalp (el-Haşimi) Ks--Arapça Dersleri-İslami Sohbetler-Tevhid-Tefsir-Hadis-Fıkıh-Fetvalar-İrşadlar...↷↷↷↷




 

SORU: Kur'an-ı Kerim kadınların hilesinden söz ederken "Sizin hileniz gerçekten çok büyüktür" dediği halde niçin bir başka âyette "Şeytanın hilesi esasen çok zayıftır" diyor? Şeytanın hilesi kadınların hilesinden daha büyük değil mi? Rating: 4.5 Diposkan Oleh: ☝الاامام سيد محمد هاشمي الموسوي☝المحمية

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.